Evet, değerli okurlarım, adam olmak çok zor.
Bir darül mesel ile bu yazıma başlamak istiyorum.
“Adamın birisi kendi oğluna; sen adam olamazsın diye hakaret edermiş. Bunun üzerine Oğlan köyünü terk etmiş ve bir başka memlekete yerleşmiş. Çalışmış, çırpınmış ve okumuş, Vali ya da Kaymakam olmuş… Jandarmaya talimat vermiş, falan köyde ikamet eden şahsı "Babası" derhal makamıma getirin. Jandarmalar, hemen söylenen köye giderek, ilgili şahsı yaka paça bir şekilde makama getirmişler. Makam sahibi “tamam siz çıkın” demiş. Adam babasının yüzüne bakarak, beni tanıdın mı? demiş. Köylü vatandaş, evet,seni tanıdım. Hani bana adam olamazsın demiştin ya, işte gör bak nasıl Vali olmuşum. Adam kafasını sağa sola sallamış, ben sana vali ya da kaymakam olamazsın demedim. “Sen adam olamazsın” demiştim. Adam olsaydın eğer, babanı bir suçlu gibi makamına getirtmezdin.Her şey olabilirsin, ama adam olmak çok zor bir iştir. Allah herkese adam olmayı nasip etsin.” Her kes, kendisi için, bu kıssadan hisse çıkarsın.
***
Değerli okurlarım, tansiyonum yirmi gibi bir rakama fırlamış, sabah kalktığımda bir gözüm kör olmuş şekilde hiç bir şey göremiyordum.
Ankara Şehir Hastanesine gittim.
Muayene oldum.
İç kanama nedeni ile görme kusurunun oluştuğunu söylediler.
İğne ile tedavi edilecek, dediler.
Tamam, ne gerekliyse lütfen yapınız, dedim.
Ameliyathaneye gönderdiler, gözüme iğne yapıldı.
Bir damla verdiler.
Beş gün, günde dört defa iki damla damlatacaksın, dediler.
Hastaneden ayrıldım.
Söylediklerini aynen yaptım.
Aradan iki üç ay geçti, gözümde iyileşme olmadı.
Özel bir göz hastanesine gittim.
Muayene oldum.
Hatırı sayılır bir ücrette ödedim.
Doktor bana iğne ile tedavi edeceğini, söyledi.
Düzelme konusunda da garanti veremem, dedi.
Tamam, dedim.
Beni muhasebeye yönlerdirdi.
Muhasebedeki ilgili, üç iğne yapılacak, dedi.
İğne bedeli toplam on iki bin lira diyince, teşekkür ettim, ayrıldım.
Ankara Şehir Hastanesine yeniden başvurdum.
Karşıma bir melek çıktı.
Dosyamı istedi.
İnceledi.
Siz üç ay önce bir iğne yaptırmışsınız. Neden diğer iki iğnenizi yaptırmamışsınız, diye sordu.
“Hocam bana hiç kimse bir şey söylemedi. Ben de işlemin bittiğini zannettim” dedim.
Tamam, dedi.
Sıfırdan başlayacağız.
Üç iğne yapılacak.
Ayda bir iğne olacaksınız.
İğne olduktan sonra, bir dahaki iğne için randevunuzu alınız, dedi.
Hocanın dediğini yaptım.
Üçüncü iğnemi de yaptırdım.
Allah devletimizin eksikliğini vermesin.
Bir lira param gitmedi.
Çok şükür gözüm de iyileşti.
***
Değerli okurlarım, hayatımda gördüğüm ender insanlardan birisi bu hanımefendi.
Doç. Dr. Mücella ARIKAN YORGUN.
Bu kadar mı ilgili olunur.
Allah sayılarını artırsın.
Her hastası ile ayrı ayrı, canla başla ilgilenmek her babayiğidin karı değil.
Sanki kendisini hastaları için feda etmiş birisi.
Hayran oldum.
Bu hanımefendi, önce adam olmuş.
Sonra da doktor olmuş.
Bu çok önemli bir meziyettir.
Değerli hocama sonsuz şükranlarımı sunarım.
Allah razı olsun.
Şifa dağıtan bir melek desek, emin olun çok yakışır.
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi böyle bir değerli hocası ile ne kadar övünse azdır.
Yıldırım Beyazıt Üniversitesini kutluyorum.
***
İyi insanlarla karşılaşmaya ne kadar da özlem duymuşuz.
Sayıları az da olsa iyi insanların varlığ bizlere güven vermektedir.
Yüce Allah iyi insan olmayı hepimize nasip etsin.
Saygılarımla…
İDRİS ORTAKAYA
Evet, değerli okurlarım, adam olmak çok zor.
Bir darül mesel ile bu yazıma başlamak istiyorum.
“Adamın birisi kendi oğluna; sen adam olamazsın diye hakaret edermiş. Bunun üzerine Oğlan köyünü terk etmiş ve bir başka memlekete yerleşmiş. Çalışmış, çırpınmış ve okumuş, Vali ya da Kaymakam olmuş… Jandarmaya talimat vermiş, falan köyde ikamet eden şahsı "Babası" derhal makamıma getirin. Jandarmalar, hemen söylenen köye giderek, ilgili şahsı yaka paça bir şekilde makama getirmişler. Makam sahibi “tamam siz çıkın” demiş. Adam babasının yüzüne bakarak, beni tanıdın mı? demiş. Köylü vatandaş, evet,seni tanıdım. Hani bana adam olamazsın demiştin ya, işte gör bak nasıl Vali olmuşum. Adam kafasını sağa sola sallamış, ben sana vali ya da kaymakam olamazsın demedim. “Sen adam olamazsın” demiştim. Adam olsaydın eğer, babanı bir suçlu gibi makamına getirtmezdin.Her şey olabilirsin, ama adam olmak çok zor bir iştir. Allah herkese adam olmayı nasip etsin.” Her kes, kendisi için, bu kıssadan hisse çıkarsın.
***
Değerli okurlarım, tansiyonum yirmi gibi bir rakama fırlamış, sabah kalktığımda bir gözüm kör olmuş şekilde hiç bir şey göremiyordum.
Ankara Şehir Hastanesine gittim.
Muayene oldum.
İç kanama nedeni ile görme kusurunun oluştuğunu söylediler.
İğne ile tedavi edilecek, dediler.
Tamam, ne gerekliyse lütfen yapınız, dedim.
Ameliyathaneye gönderdiler, gözüme iğne yapıldı.
Bir damla verdiler.
Beş gün, günde dört defa iki damla damlatacaksın, dediler.
Hastaneden ayrıldım.
Söylediklerini aynen yaptım.
Aradan iki üç ay geçti, gözümde iyileşme olmadı.
Özel bir göz hastanesine gittim.
Muayene oldum.
Hatırı sayılır bir ücrette ödedim.
Doktor bana iğne ile tedavi edeceğini, söyledi.
Düzelme konusunda da garanti veremem, dedi.
Tamam, dedim.
Beni muhasebeye yönlerdirdi.
Muhasebedeki ilgili, üç iğne yapılacak, dedi.
İğne bedeli toplam on iki bin lira diyince, teşekkür ettim, ayrıldım.
Ankara Şehir Hastanesine yeniden başvurdum.
Karşıma bir melek çıktı.
Dosyamı istedi.
İnceledi.
Siz üç ay önce bir iğne yaptırmışsınız. Neden diğer iki iğnenizi yaptırmamışsınız, diye sordu.
“Hocam bana hiç kimse bir şey söylemedi. Ben de işlemin bittiğini zannettim” dedim.
Tamam, dedi.
Sıfırdan başlayacağız.
Üç iğne yapılacak.
Ayda bir iğne olacaksınız.
İğne olduktan sonra, bir dahaki iğne için randevunuzu alınız, dedi.
Hocanın dediğini yaptım.
Üçüncü iğnemi de yaptırdım.
Allah devletimizin eksikliğini vermesin.
Bir lira param gitmedi.
Çok şükür gözüm de iyileşti.
***
Değerli okurlarım, hayatımda gördüğüm ender insanlardan birisi bu hanımefendi.
Doç. Dr. Mücella ARIKAN YORGUN.
Bu kadar mı ilgili olunur.
Allah sayılarını artırsın.
Her hastası ile ayrı ayrı, canla başla ilgilenmek her babayiğidin karı değil.
Sanki kendisini hastaları için feda etmiş birisi.
Hayran oldum.
Bu hanımefendi, önce adam olmuş.
Sonra da doktor olmuş.
Bu çok önemli bir meziyettir.
Değerli hocama sonsuz şükranlarımı sunarım.
Allah razı olsun.
Şifa dağıtan bir melek desek, emin olun çok yakışır.
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi böyle bir değerli hocası ile ne kadar övünse azdır.
Yıldırım Beyazıt Üniversitesini kutluyorum.
***
İyi insanlarla karşılaşmaya ne kadar da özlem duymuşuz.
Sayıları az da olsa iyi insanların varlığ bizlere güven vermektedir.
Yüce Allah iyi insan olmayı hepimize nasip etsin.
Saygılarımla…
İDRİS ORTAKAYA