Az değil. Dile kolay,tam yetmiş yıl. Şeklen bize benzeyen ancak bizden olmayanlar tarafından yönetildik. Bir çok yazımda dile getirdiğim, soysuz, sopsuz bir Türk milleti oluşturmaya çalıştıklarını. Soyumuz, sopumuz belli. Biz 600 yıl Cihana hükmeden Osmanlının torunlarıyız. Osmanlının o sundan dahi rahatsız olanlar ülkemizi 70 yıl yöneten devşirmelere bir göz atalım.
Değerli okurlarım, 1927 yılında, gizlilik içinde isim ve soy isimleri Türkçeleştirilen 200 bin Yahudi ile birlikte 800 bin Ermeni TC vatandaşı edilmiştir. Bunlar Devletin tüm kurumlarında görevlendirilmişlerdir. Milletvekili, Bakan bunlardan. Hakim, Savcı bunlardan. Vali, Kaymakam bunlardan. Generaller bunlardan. Tüm Devlet kurumlarının üst düzey yöneticileri bunlardan oluşmuş. Kendilerinden olmayan hiç kimseye yaşama hakkı tanımamışlar. Devlet demek bu gayri müslüm şebeke demektir. Bu alçak teşkilat elemanları yetmiş yılda kendilerine benzeyen büyük bir taraftar kitlesi oluşturmuşlardır.15 temmuz işgal girişiminin başarıya ulaşmaması bizleri kendimize getirmiştir. "Her şerden bir hayır doğar" anlayışı ve " Bir musibet bin nasihattan evladır" Bu şerleri yaşamamış olsaydık, doğruyu görme sansına ulaşamazdık. Şükürler olsun ki doğruyu görerek ülkemize sahiplendik. 15 Temmuz ikinci kurtuluş savaşımızın tarihidir.
Ezanı yasaklayan bunlar. Camileri ahır yapan bunlar. İslamı yasaklayan bunlar. Kuranı yasaklayan bunlar. Kürtleri, Alevileri, Sünnileri katleden bunlar. Atatürkün cesetini bir tabut içinde 15 yıl müzede bir eşya gibi bekleten bunlar. Abdulhamit han'ı deviren bunlar. Türkiyenin sahipleri durumunda olan bunlar.
Ben, bu tarihi geçmişimizi bu şekilde tarif ediyordum. Ancak bir milyon gayri müslimin gizlilik içinde isim ve soy isimlerinin Türkçeleştirerek vatandaş edildklerini bilmiyordum. On üç milyon nufusu olan bir ülkenin yönetimine bir milyon yönetici atanıyor. Allah bu büyük felaketten korumuştur ülkemizi.
2018 yılında Ak parti yönetiminde açılan Devlet arşivleri bize bu gerçeği gösteriyor. Fetö ile Pkk nın denetiminde olan Zillet ittifakının liderleri ile ilgili çok şeyler yayınlandı, sosyal medyada. Meral'in babası Diyarbakır da yaşarken, Selanik'e sürgün gönderildiğini Meral da teyit etmiştir. Ancak eski Diyarbakır Sur Belediye başkanı, Meral'in babasının Ermeni olduğunu iddia ederek, Osmanlıya ihanet ettiği gerekçesi ile sürgüne gönderldiğini ifade ediyordu. Bu nedenle Meral, eski Sur belediye başkanını mahkemeye verdi. Mahkeme sonucunda eski başkan berat etti. Başkanın doğru söylediği anlaşıldı. Kemal Kılıçdaroğlu için de aynı şeyler söyleniyor. Ermeni asıllı, hatta Hiristiyan Ermeni "Haçkar" seyyidi olduğuda söylentiler arasında. Doğup büyüdüğü evin duvarları da Haçkar ile söslenmiş olduğu ifade ediliyor. Ali Babacan la ilgili benzeri söylentiler var. Temel Karamollaoğlu ile, Abdullah Gül ile de ilgili benzeri söylentiler vardır. 1453 te zulüm başladı diyen Yunanlılar ile Ekrem İmamoğlu aynı görüşteler. İstanbul fetih'in de kullanılan Kılıçlar, hem yunan'a girmiş hem de İmamoğlu'na girmiştir.
Değerli okurlarım, Erdoğan bunlara benzemiyor. Kendilerine benzetmek için çok çabaladılar. Gezi eylemleri, 15 Temmuz işgal girişimi, Pkk hendekleri fayda etmedi. Başaramadılar. Yinede vaz geçmediler. Ağa babalarının talimatları doğrultusunda, seçimle Erdoğanı yeneceklerine inandılar. Tüm küffarlar birlik oldu. Yine de başaramadılar. Şimdi kelimenin tam anlamı ile kudurdular. Tarihi tekerrür ettireceklerine inanıyorlardı. Dedelerinin Abdulhamit Han'a yaptıklarını, onlarda Erdoğana yapacaklardı. Erdoğan geçmişini çok iyi bilen önemli bir liderdir. Her şeyin bilincindedir. Başına gelecek her şeyi bir satranç ustası sezgisiyle tahmin eden ve ona göre tedbir alan bir yapıya sahiptir.
Evet. Değerli okurlarım. 2002 den sonra Devletimizi Erdoğanın liderliğinde biz yönetmeye karar verdik. Hiç kimseden talimat almıyoruz. Kendi doğrularımızla yönetiyoruz. Yirmi yıldan beri çok büyük mesafeler kat ettik. Şu anda Dünyanın sayılı Devletleri arasındayız. Hiç bir güç bize hükmedemiyor. Allahın izniyle Haziran ayı itibarı ile yeni bir sayfa açılıyor. İhanet üzerine inşa edilmiş olan demokrasi ve ifade özgürlüğü anlayışından ve yasal anlamda onların koruyucusu olan anayasa ve diğer yasalardan kurtulacağız. Demokrasi ve ifade özgürlüğü anlayışı vatan sevgisi üzerine inşa edilecektir. Tüm ihanetçiler yargılanacaktır. İhanetçiler için mutlaka siyası yasak getirilecektir. Bu anlamda Ülkemiz yönetimine el koymuş durumdayız. Biz dilediğimiz gibi yönetiriz. Kimseden talimat almayız. Avrupa ve Amerika bizi dinlemek mecburiyetindeler. Bundan sonra onların planları geçerli değil. Planı biz çizeriz. Onlar uyar.
Saygılarımla
İDRİS ORTAKAYA