HAYATIN İÇİNDEN ŞİİRLER ONUN KALEMİNDEN GEÇER

Sabire KAHYAOĞLU KAYA kimdir?
Merhaba, öncelikle kıymet verip röportaj yapmak istediğiniz için çok teşekkür ederim. İlk, orta ve lise eğitim-öğretim yıllarım babamın görevi nedeniyle farklı şehirlerde geçti. Lisans ve Lisansüstü eğitimlerimi Hacettepe Üniversitesi’nde tamamladım. Şu an emekli bir öğretmenim, 28 yıl öğretmenlik mesleğini sürdürdükten sonra 2 yıl önce emekli oldum. Evliyim. İki evladım var.  Aslında çok sevdiğim mesleğimi çok daha sürdürebilecekken, emekli olmamdaki en önemli gerekçelerimin başında yazarlığa daha çok zaman ayırma isteğimdi. Çünkü artık biraz da kendim için bir şeyler yapmak istiyordum. Meslek hayatımın içerisinde de yazarlık hep vardı aslında, ama bunlar mutfak kültürü üzerine olan çok kıymetli eserlerdir, bu çalışmalar kültüre ve topluma katkı sağlamak için hazırlanmış bireysel ve ortak çalışmalardır. Emekli olduktan hemen sonra ilk işim gençlik yıllarımda yazdığım, adını bile o yıllarda koyduğum sadece basılmayı bekleyen “ YİTİK SEVDANIN ÇİÇEKLERİ PAPATYA ve GÜLE” adlı şiir kitabımı yayınlatmak oldu. Ve çok kısa süre sonrada ikinci şiir kitabım olan “PAPATYANIN ELİ DEĞDİ YÜREĞİME” adlı şiir kitabım yayınladı. Yıllar içinde o kadar çok şiirim ve denemelerim oldu ki… Sanırım artık hepsi bir an önce hayatın içine karışsın istiyorum. Çünkü yılları ajandaların sayfalarında geçti… Son altı ay içerisinde çok güzel ortak çalışmalarda yer aldım. Eestaticc tarafından derlenen Sanat kitaplarının 14 tanesinde şiirlerimle yer aldım ve bu yolculuk çok daha devam edecek diye umuyorum.  Genç yazar şair Asya Nur  Şener  tarafından derlenen “ Yeni Yıl Kumbarası” adlı kitapta 10 adet eserimle, yine Asya Nur Şener tarafından derlenen “ Şiirin Eşsiz Ruhu” adlı kitapta 5 adet şiirlerimle, Barış Ünlü tarafından derlenen  “Kavlen Antoloji” de 1 adet şiirimle yer aldım. Aylık olarak, Birsen Eker tarafından hazırlanan “Umut Fanzin” ve Asya Nur Şener tarafından hazırlanan” Yaşam Fanzin” yazar kadrosundayım. Her ikisinin de 3. Sayıları yayınlandı. Bu süreç içerisinde yayına hazırlanan ve kısa sürede okuyucularla buluşacak olan, 6 adet derleme kitap projesinde ve yine bir başka sanat kitabında eserlerim yer almaktadır. İki adet online platforma eserlerimle katılım sağlamaktayım. Ayrıca haftalık yayınlanan “ Bizim Piraziz Gazetesi”  bir gazete de “Şiir Köşesi” adlı bir bölümüm var. Son olarak 3. şiir kitabım içinde çalışmalarım devam etmektedir.

Yazarlık hayatınız nasıl başladı?
Aslında okuma yazmayı öğrendiğim zamanlara denk geliyor yazmakla aramdaki güçlü bağ. Yazmak benim için inanılmaz keyif verir çocukluğumdan bu yana… Günlük tutarak yazmaya başladım, çok küçüktüm, belki yazdıklarımın adının “günlük” olduğunu bile bilmiyordum. Aslında” günlük” dediğimiz şey biz değil miydik zaten? Duygularımız, hissettiklerimiz, söyleyemediklerimiz, paylaştıklarımız, paylaşamadıklarımız… Özgürlüktü yazmak benim için. Yazdıkça kendimi keşfettim, yüreğimin sesinin farkına vardım. İyi hissettiğimde, kötü hissettiğimde, korktuğumda, endişelendiğimde, her duygumda yazdım. Yazdıklarım rehberim oldu sonralarında… İlk ve Orta Öğrenim yıllarında okullarda düzenlenen ve katıldığım kompozisyon yarışmalarında güzel başarılar sağladım. 

Şiirle tanışıklığımda aynı zamanlara denk geliyor ve çocukluk çağlarında yazmaya başladığım şiirler hayatımın en önemli motivasyonudur, şiirlerimin motivasyonu da hayatın ta kendisi… Yıllarca yazdım ama yazdıklarım bu sürede içinde hep ajandaların sayfalarında saklı kaldı,  pek kimseyle paylaşmadım açıkçası çokta istemedim bunu… Birkaç kez kitaplaştırmak için denemelerim oldu ama vazgeçtim hep.

Yıllar sonrasında bunu kendime bir haksızlık olduğunu düşünüp kitap haline dönüştürmeye karar verdim şiirlerimi. 2021 Haziran ayında ilk şiir kitabım, 0cak 2022 de ikinci kitabım okurlarla buluştu. Ömrüm yettiğince şiir yazmaya devam edeceğim. Şiir benim kendimi ifade ediş biçimim. İyi geliyor ruhuma, en önemlisi de bu değil mi? Ruha iyi gelen her şey çok özeldir, şiir gibi. 

Size öncülük eden bir isim var mı?
Bana öncülük eden bir isim yok ama etkilendiğim, hayranlık duyduğum isimler var elbette. Türk edebiyatının şairlerine hayranlığım çok büyüktür. Başta Nazım Hikmet, Cemal Süreya, Orhan Veli, Özdemir Asaf, Cahit Sıtkı Tarancı, Atilla İlhan, Turgut Uyar, Sabahattin Ali, Ataol Behramoğlu olmak üzere birçok kıymeti şairlerimiz. Adlarını sıralamak bile heyecan verici. Hepsini çok büyük saygı ve minnetle anıyorum. Emek verip, gönlünü verip yazan her yazar çok kıymetli aslında… Hepsine saygım sonsuzdur.

Yazarken nelerden etkilenirsiniz?
Şiir yazmak için yazdığın her satırı, her duyguyu bizzat yaşamak gerekmez. Bir çiçek, bir böcek, rengârenk bir kelebek, bir bahar sabahı, kara bezenmiş bir kış, bir deniz kıyısı, uçan bir martı, gün batımı, güzel bir şarkı, bir film, bir düş, bir sevgili, sevgi dolu ebeveyn, evlat, eş, dost, arkadaş, güzel bir aşk hikâyesi, kırık bir kalp, çok değer verdiğin birini sonsuza gönderme, hüzünlü biten bir masal, bir şiire konu olabilir.
Aslında motivasyon kaynağım tek kelimeyle hayat… Benim hayatım, senin hayatın, onun hayatı. Hayatın içindekiler, yaşadıklarımız, yaşayamadıklarımız, umutlarımız, hüzünlerimiz en çokta sevgimiz. 

Yitik Sevdanın Çiçekleri Papatya ve Güle isimli eserinizden bahseder misiniz?
Bu şiir kitabımı bundan yaklaşık 30 yıl önce yazdım, yani bir genç kızın kalbinden kalemine dökülmüş dizelerden oluşan bir şiir kitabı. O dönemlerde bir kaç kez yayınlatmayı düşünsem de sonra vazgeçtim, kısmet olmadı diyelim. Yıllarca bordo renkli bir ajandanın sayfaları arasında saklı kaldı. Ta ki 2021 Haziran ayına kadar… Çok geç mi kaldı, ya da doğru vakit bu zaman mıydı, bilinmez. Ama yine de “ doğru zaman şimdi imiş” demek en güzel avuntu olsa gerek.

Yitik Sevdanı Çiçekleri Papatya ve Güle isimli eserinizin ismi nerden geliyor?
Dediğim gibi bu kitabımı yıllar önce yazdım, ismi de o zamanlardan. Neden bu isim? 
” İçimden öyle geldiği için “ diyelim... Çiçekleri çok severim ve tüm çiçeklerin bir hikâyesi olduğuna inanırım. Papatyayı bir başka severim, şiirlerimin çoğunun başkahramanıdır o.

Papatyanın Eli Değdi Yüreğime isimli kitabınızı okur gözüyle yorumlar mısınız?
Yalın, sade, akıcı bir dille yazılmış, duygu yüklü, şiir severlerin kendinden bir şeyler bulabileceği şiirlerden oluşan bir kitap. Aslında kitabın yazarı olduğum için taraflı yorum yapmış olmak istemem. Çünkü her şiirim benim için çok özel, güzel ve içten. Ama eğer ben yazmış olmasaydım, sadece bir okur olsaydım, yine aynı şeyleri düşünürdüm. 

Papatyanın Eli Değdi Yüreğime isimli kitabınızın vermek istediği mesaj nedir?
Aslında kitaplarımı belli mesaj vermek için yazmıyorum. Hayatta hüzünle, mutluluklar, umutla umutsuzluklar, ayrılıkla kavuşmalar, iç içe… İşte bu duygu döngülerinden oluşan ve yüreğimin sesi olan şiirlerimi paylaşmak istiyorum sadece.
Kitabımın arka kapağındaki bir şiirimden alıntı, iki dizeyi paylaşmak isterim sizinle.
“ Bakmayın dilimde hep bahar türküleri olduğuna,
İçimdeki en derin sızıların mevsimidir bahar.” 
Sanırım mesaj bu satırlarda gizli, anlayana, görene…
Hangi zorluk olursa olsun umuttan hiç vazgeçmeyen ve her zaman bir güzelliğe tutunan yüreğimin şiirleri… Şiirler bu hayatın en güzel sığınaklarından biridir bence, hele içinde umut, sevgi varsa… En derin karanlıktan sonra gelen aydınlık gibi, ışık saçsın isterim sevgi dolu yüreklere. 

Yeni çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Üçüncü şiir kitabımın için çalışmalarımın yanı sıra, derleme kitap projelerinde ve dergilerde eserlerimle yer alıyorum. Yukarıda da belirttiğim gibi, haftalık yayınlanan “Bizim Piraziz Gazetesi” adlı bir gazete de şiir köşem var. Tüm bunlarla ilgili çalışmalarıma devam etmeyi/ edebilmeyi hedefliyorum.

Covid 19 salgını sizi nasıl etkiledi?
Covid 19 salgını tüm dünya insanlarını etkilediği gibi beni de oldukça olumsuz yönde etkiledi. Korku, endişe, umutsuzlukla dolu, kâbus gibi günlerdi. İnsanlar sağlıklarını, hayatlarını kaybetti, birçok hikâye yarım kaldı. Çok büyük acılar yaşandı. En yakınlarımıza hasret kaldık, iyi günde, kötü günde en çok birlikteliklere ihtiyacımız olduğu günlerde yalnızlaştık. Aslında şu an konuşmak bile istemiyorum bu zamanları. Ama her kötü zamanın bize kattığı güzel şeyler mutlaka olur. Bunu bulmak ve korumak mesele… 
Hayat çok güzel ama çok kısa. Bu süreyi en güzel şekilde geçirmek insan olarak hepimizin hakkı…  Dilerim bundan sonra her şey güzel olur. Bir daha böylesi kâbus dolu zamanlar yaşanmaz.

Bu dönemin bana moral olan tek güzel yanı,  Üniversite eğitimi alan çocuklarımınız okullarının online eğitim vermesi nedeniyle yanımızda olmasıydı. 
Ve bu dönem de şiirlere biraz daha fazla tutundum, can simidim oldu yazmak. İki şiir kitabımda bu dönem de okuyucularla buluştu, çiçek gibi açtı gönlüme…
Her zorlukta bir güzellik saklı kalıyor mutlaka… O görmek gerek. Hiçbir şey sonsuz değil bu hayatta, her şey insan için, bizim için. Hepimiz terk edeceğiz bu hayatı. Bizden geriye hoş bir seda kalırsa ne ala.