İngiltere Dışişleri Bakanı Lammy, önceki gün New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) merkezinde düzenlenen Filistin konulu bir konferansta konuştu. Lammy Gazze’nin halini “korkunç’ olarak niteledi, İsrail’in askeri saldırılarını durdurmasını ve iki devletli çözüme yanaşmasını istedi.
İsrail bunu yapmazsa da “İngiliz hükümeti eylülde New York'ta toplanacak olan BM Genel Kurulu'nda Filistin devletini tanıma niyetindedir” dedi. Bu açıklama İsrail’in kuruluşuna giden yolu açan 1917 tarihi Balfour Deklarasyonu’nu hatırlattı.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy
“2’İNCİ BALFOUR MU?”
Bu açıklama İngiltere’nin yeni bir deklarasyonu mu? Blöf mü yapıyor yoksa tarihi bir pişmanlığın yansıması mı? Bunu bölgeyi ve tarihini bilenlere sorduk…
Prof. Dr. İlber Ortaylı: “İngiltere, Filistin-İsrail probleminin o günden bugüne bitmeyen probleminin baş aktörü. Balfour deklarasyonu tarih içinde nerelere evirildiğini görüyoruz. Şimdi böyle bir aktörün, niyeti ne olursa olsun, Filistin’i tanıma sürecine girmesi çok enteresan bir tarihi tecelli. Başka bir numara peşindeyseler de yakında o da ortaya çıkar”
Prof. Dr. Tarık Oğuzlu: “İngiltere’nin de sabrı taşmaya başlamış gibi görünüyor. Hem kamuoyunun hem Muhafazakar Parti içinde milletvekillerinin İsrail’den ciddi bir rahatsızlığı var. Balfour, 1917’deki malum deklarasyonuyla İsrail’in kuruluşuna giden yolu açmıştı. Lammy’nin açıklaması da Balfour ’a benzer bir mesaj olarak yorumlanabilir. Hatta “2’inci Balfour” da diyebilirsiniz. Ama Netanyahu’yu çok etkileyeceğini, zorlayacağını da düşünmeyin. Fakat İngiltere’nin ‘Bu iş böyle gitmez’ demesi anlamında çok önemli. Hele Almanya da bir tavır alırsa, Suudi Arabistan da dahil olursa Netanyahu için işler daha da zorlaşır. Ateşkesi kabul edip siyasi çözüme yanaşmak zorunda kalabilir”
Prof. Dr. Hasan Köni: “İngilizler, İsrail’in kurucusu sayılır. Balfour Deklarasyonu’ndan da pişman olmazlar. Bugün de ekonomileri ağırlıklı olarak Yahudi finansal sermayesine dayanıyor. Bu tür blöfleri yapmaları mümkün değil. Arkada başka bir mesele olmalı”
Dönemin İngiliz Dışişleri Bakanı Arthur Balfour ve Baron Lionel Walter Rothschild
“İSRAİL’İ MASAYA ÇEKMEYE ÇALIŞIYORLAR”
Doçent Dr. İsmail Ediz: “İngiltere, dönemin şartlarında bölgede bir Yahudi devleti üzerinden hakimiyet kurmak, savaş devam ederken ABD ve Rusya’daki Yahudilerin finansal-siyasi gücünden istifade etmek için bunu (deklerasyon) yapmıştı. Müttefiki Fransa da bunun farkındaydı açıktan olmasa da örtülü biçimde bölgede İngiliz nüfuzunda bir Yahudi devleti istemiyordu. Bu Sykes-Picot’a da aykırıydı. Bugün roller değişti. ABD, İsrail üzerinden bölgeye hakim. Hırslı ve doyumsuz hamlelerle bölgedeki siyasi ve ticari dengeleri kendi lehine çeviriyor. Trump ve Netanyahu gizli kapaklı görüşüyor. Fransa ve İngiltere bunun farkında. Aslında amaçları ABD’yi durdurmak. Bunu da İsrail üzerinden yapmak. İsrail’i masaya getirmeye çalışıyorlar. Balfour, İngiltere’nin bölgedeki hakimiyet arzusunun bir ürünüydü, şimdiki çıkışlar da aynı gayretin ürünü…”
Doçent Dr. Umut Uzer: “Fransa ve İngiltere İsrail’i barışa zorlamaya çalışıyor. Sahadaki gerçekliği ne kadar değiştirebilir, ondan emin değilim. Asıl anahtar ABD’de… Filistin’in asıl sorunu zaten tanınma değil de topraklarını koruma ve hayatta kalma sorunu, asıl bu soruna kalıcı bir çözüm bulunması gerek”
Gülru Gezer: “Balfour Deklarasyonu İsrail’in kuruluşuna temel teşkil eden belgedir. Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Lammy’nin BM’deki "Tarihimiz İngiltere'nin iki devletli çözümü destekleme konusunda özel sorumluluk taşıdığı anlamına geliyor" ifadesi de aslında İngilizlerin bu meseledeki özel (tarihi) rolünün bilincinde olduklarının göstergesi… “
BALFOUR DEKLERASYONU NEDİR?
Dönemin İngiliz Dışişleri Bakanı Arthur Balfour, 2 Kasım 2017’de İngiliz kabinesinin de onayıyla Yahudi sermaye devi Baron Lionel Walter Rothschild’e hitaben yazdığı tek sayfalık, 124 kelimelik bir mektup yazdı. İngiltere’nin Filistin’de bir ‘Yahudi Yurdu’ kurulmasını desteklediğini ve bunun için elinden geleni yapacağını duyurdu. Böylece o güne kadar sadece Siyonist Yahudilerin bir planı olarak kalan fikir İngiliz destekli diplomatik bir sürece dönüştü ve 1948’de İsrail devletinin kurulmasıyla neticelendi.
Deklarasyonda şu ifadeler yer alıyor:
Sayın Lord Rothschild,
Majestelerinin Hükümeti adına, Kabine'ye sunulan ve Kabine tarafından onaylanan Yahudi Siyonist özlemlerine ilişkin aşağıdaki sempati beyanını sizlere iletmekten büyük mutluluk duyuyorum:
Majestelerinin Hükümeti, Filistin'de Yahudi halkı için ulusal bir yurt kurulmasını olumlu karşılamaktadır ve bu amaca ulaşılmasını kolaylaştırmak için elinden gelen tüm çabayı gösterecektir; Filistin'deki mevcut Yahudi olmayan toplulukların medeni ve dini haklarına veya herhangi başka bir ülkedeki Yahudilerin sahip olduğu hak ve siyasi statüye zarar verebilecek hiçbir şeyin yapılmayacağı açıkça anlaşılmıştır.
Bu bildiriyi Siyonist Federasyon'un bilgisine sunarsanız memnun olurum.
Saygılarımla,
Arthur James Balfour
Yorumlar
Kalan Karakter: