Kılıçdaroğlu her konuşmasında Türkiye’nin çok güçlü bir Devlet olduğunu söylüyor.
Ya da itiraf ediyor.
Gerçekten doğru bir söz duymaktan mutlu olduğumu söyleyebilirim.
Türkiye’de her şey var.
Ancak doğru yönetilmiyor.
Yöneticiler beceriksiz.
Biz iktidar olursak, CHP’li belediyeler gibi yöneteceğiz ülkemizi, demesine karşılık; Allah korusun diyorum!
***
Değerli okurlarım, 1979 ile 1981 yılları arasında Yedek Subay olarak askerlik görevimi yaptım.
Doğubeyazıt birinci mekanize Tugay’da, Tank Subayı olarak...
ABD’nin tüm hurda tankları bize verilmişti.
Hiç bir işe yaramıyordu.
Yedi km.’lik bir mesafeye gidinceye kadar Tanklarımızın yüzde sekseni arızalanarak yollarda kaldı…
Tuğay komutanlığı olarak tatbikat yapılacaktı.
Arızalar nedeni ile tatbikatımız iptal edildi.
Tatbikat dahi yapamayan bir tuğaydan savaş yapmasını beklemek abesle iştigaldi.
Yine de kurumlarımızın içinde en çok gövenebileceğimiz kurum ordumuzdu.
Devletimize ait diğer kurumları siz düşünün.
Korkunç derecede laşkalaşmış, hantallaşmış ve yemlik hanelere dönüşülmüş bir Devlet yapısını düşünün.
Başbakan kumarhanede yumruklu saldırıya uğruyor, burnu kırılıyor.
Bakanlar yolsuzluktan yüce divanda yargılanıyor, hapse mahkum ediliyorlar ve tutuklanıyorlar.
Bankaların içleri boşaltılıyor.
Hükümeti gazete patronları deviriyor, ya da kuruyor.
Her gün faili meçhul cinayetler işleniyor.
Siyaset, polis, mafya birlikteliği açıkça devam ediyor.
Hiç kimse can ve mal güvenliğine sahip değil…
***
Doğu ve Güneydoğu PKK’nın denetiminde…
FETÖ, devletin kılcal damarlarına kadar sirayet etmiş ve devlette egemen duruma gelmiş…
Hiç bir güç FETÖ’nün aleyhine konuşamaz bir halde…
FETÖ, kendisi için tehlikeli gördüğü her şeyi ve herkesi imha etmekten çekinmiyor, siyasiler dahil olmak üzere…
Örneğin, siyasilerden, Muhsin Yazıcıoğlu ve Deniz Baykal; Gazetecilerden Uğur Mumcu ve Hrant Dink; Bilim adamları Heplemitoğlu ve diğerleri…
Hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayan acımasız bir yapı.
İMF ekonomik anlamda ülkemize el koymuş.
Onlar yönetiyor.
Başbakanların, bakanların hiç bir yetkisi yok.
ABD ülkemizi istediği şekle sokmuş, her şey bitmiş...
Ülke bölünmüş.
Yönetim göstermelik olarak biz de görünse de ipler ABD ‘nin elinde…
On milyarlarca dolar borç batağı içine girmişiz.
Hastaneler pislik içinde.
Parası olmayan hasta ölse bile cenazesi morkta bekletiliyor.
Borcunu ödemeyen, ölüsünü dahi alamıyor.
Memurlar, SSK’lılar ilaç kuyruklarında, bir türlü ilaca erişim söz konusu değil…
Eczaneler, Devlete güvenmiyor.
Kemal Kılıçdaroğlu da bu dönemde SSK’nın genel müdürü…
Devlet bitik bir durumda.
Batmış, bölünmüş ve iflas ettrilmiş.
***
Ülkemiz bu durumda iken Erdoğan, ülkeye Başbakan oluyor.
Olağanüstü bir çaba harcayarak tüm bu olumsuzlukları olumlu bir hale dönüştürüyor.
Başta Ordumuzu dünyanın en güçlü ordularından birisi durumuna getiriyor.
Devletimizin yalama olan diğer kurumlarını da belli bir düzene sokuyor.
Tam istediğimiz gibi olmasa da laçkalıktan kurtulmasını sağlıyor.
İMF’nin borcunu ödüyor ve kovuyor.
PKK’yı ABD ile birlikte hendeklere gömüyor.
15 temmuzda işgal girişimini halkımızla birlikte püskürtüyor.
Halen bu alçak namusuz örgütlerle mücadelemiz devam etmektedir.
***
Ekonomik anlamda İslami ekonomik sistemi esas alarak, faiz ve tekelci anlayışa karşı, rekabetçi anlayışın gelişmesi doğrultusunda mücadele eden Erdoğan; üretim, istihdam, turizm ve ihracata çok büyük önem vererek sağlıklı bir ekonomi politikasının hayata geçmesi doğrultusunda emin adımlarla yürümeye devam ediyor.
***
İki yıl devam eden salgın hastalık nedeni ile dünya devletlerinin aklı şaştı…
İnsanlar canlarının derdine düştü. Milyonlarca insan hastalık nedeni ile hayatlarını kaybettler.
Yetmezmiş gibi bir de Rus ve Ukrayna savaşı başladı.
Bu savaş nedeni ile insanlar daha fazla yoksullaşmaya başladılar.
Tüm bu olumsuz şartlara rağmen Erdoğan’ın üstün liderlik meziyetinden kaynaklanan başarısı nedeni ile olumsuzluklardan, en az etkilenen ülke konumunda olduk.
Hiç kimse mağdur ve muhtaç edilmedi.
Tam bir sosyal Devlet anlayışı ile hareket edildi.
Deprem mağdurlarına maddi ve manevi destekler verildi.
Sel ve yangın felaketine uğrayanlara Devlet sahiplendi.
Trafik kazasında ölenlerin ailelerine ve yaralılara maddi destek sağlandı. Burası Türkiye mi? şaşkınlığımı bağışlayın.
Borcu olan, hacizli durumda bulunan altı milyon insanın borçlarını Devlet ödemeye karar verdi.
Her kesin evi olacak. Hiç kimse aç ve açıkta kalmayacak.
Dünyanın en zengi ülkelerinde milyonlarca insan aç ve açıktadır. Kalabilecek bir evleri dahi yoktur.
Meseleye tarafsız bakanlar ve nankör olmaynlar bunları mutkaka görecekler.
Turizm de rekor kırıldı.
İhracat da tarihin en büyük rakamlarına ulaşıldı.
Üretici beklemediği büyük desteklerle karşılaştı…
Sanayi üretimi alabildiğince gelişti.
Kamu çalışanları beklenmedik ücret artışları ile taçlandırıldı.
***
Dünyada hiç bir liderin yapamadığını Erdoğan yaptı.
Tüm Dünya Erdoğan’ı takdir ederken FETÖ’nün altılısı ile PKK’nın siyasi uzantısı mutlu olmadı.
Savaşa rağmen Dünyanın aç kalmaması için gıda sevkiyatını başlatmak herkese nasip olmaz.
Erdoğan başardı. Savaşı sonlandırmak da İnşallah Erdoğana nasip olcaktır. Nobel ödülü veren komitede zerre kadar insanlık varsa, Nobel barış ödülünü Erdoğana vermeliler.
Her anlamda büyük başarılara imza attı.
Türkiye gerçekten Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi çok büyük ve çok güçlü bir ülke konumuna, Erdoğanın gayretleri ile getirildi.
Hiç bir güç bizi durduramaz.
Ben şimdi Kılıçdaroğluna soruyorum?
Doğruyu söyleme konusunda namusun, şerefin ve cesaretin var ise; ülkeyi şu andaki güçlü duruma getirenin kim olduğunu söylemelisin.
Doğru söyle ki; sana adamsın diyelim...
Doğru söyleyeceğine hiç mi hiç ihtimal vermiyorum.
Sen doğru söylemeyeceksin, biz de sana adam değilsin demeye devam edeceğiz.
Saygılarımla…
İDRİS ORTAKAYA