Değerli okurlarım, hatırlarsanız, daha önceki bir kaç yazımda Kapitalist sistemin acımasızlığından, ahlaksızlığından, insani olmayan yapısından bahsetmiştim.
Salgın hastalık nedeni ile bu sorun ertelendi, demiştim.
Avrupada sarı yeleklilerin, ABD’de ırkçılık karşıtlarının, Hindistan’da çiftçiler ile tarım emekçilerinin sisteme baş kaldırışlarını hatırlayın.
Sistem ahlaktan, vicdandan, merhametten ve insanlıktan yoksun bir sistemdir.
Bu alçak sistemin tek amacı para kazanmaktır.
Para, bu sistem temsilcilerinin kutsal tapınağıdır.
Bunlar, tüm Dünya'ya hükmeden sömürü mekanizmasının sahipleridirler.
Salgın hastalık nedeni ile insanlar can derdine düşmüşken bu alçaklar daha çok kazanma derdine düştüler.
Alabildiğine fiyatları artırdılar.
Daha da çok artıracaklar.
Hiç bir güç bunlara engel olamayacak.
Çünkü sistem nihai hedefine ulaşmak için önünde bulunan tüm engelleri aşma konusunda kararlı…
Nedir sistemin nihai hedefi?
Aşırı derecede çok zenginler, aynı şekilde aşırı derecede çok yoksullar olmak üzere iki sınıf oluşacak...
Yani modern köleci toplum meydana gelecek…
Bu sorun tüm Dünya emekçilerinin sorunudur.
ABD’de yapılan bir anket sonucunda, görülmüştür ki, halkın yüzde yetmişi aç ve açıkta kalacaklarına inanmaktadırlar...
Avrupa ülkelerinde yaşayan emekçiler de ABD’dekilerden farklı düşünmüyorlar.
***
Salgın hastalığa karşı AŞI ile toplumsal bir bağışıklık kazanılmıştır.
Şimdi sıra açlık ve yoksuluğa karşı insan katline gelmiştir.
Sisteme karşı çıkan herkesi katledecekler.
Çünkü kapitalist sistemin alternatifi yok...
Bu acımasız, gaddar sistem bir ücret belirleyecek…
Belirtilen ücreti kabul etmeyenler işten atılacaklar…
Çünkü bunların işçiye de ihtiyaçları yok.
Robotlarla işlerini yürütecekler…
Beşeri anlamda sistemin seçeneği yok.
Ancak ilahi anlamda seçenek vardır.
O da İslami Ekonomik Sistem’dir.
Ya İslami ekonomik sistemle yönetileceğiz ya da kapitalist sistemin kölesi olacağız.
İslami ekonomik sistemin temel kuralları İlahi kitapta yazılıdır.
"Komşusu açken tok yatan bizden değildir"
Bu anlayış, bizden olmayanlar, toplumdan dışlandığı taktirde anlam kazanacaktır.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Cuma hutbelerinde helal kazancı, haram kazancı, ahlaklı olmayı, vicdanlı olmayı, merhametli olmayı, kısacası insan olmayı anlatan bir çalışma yürüttü, hatırlarsanız..
Bu sistem temsilcilerinde bu insani ve islami vasıfların hiç birisi yok.
Boşuna çabalamayın.
Bu mesele Ticaret Bakanlığı’nın, şu bakanlığın, bu bakanlığın çözeceği bir mesele de değildir.
Bu bir sistem meselesidir.
Çok zor bir iştir.
Bunu başarmak her babayiğidin karı değildir.
Ama benim bir umudum var.
Dünyadaki haksızlıklara, hukuksuzluklara, adaletsizliklere, vicdansızlıklara, merhametsizliklere, eşitsizliklere karşı koyan, Dünya Beşten Büyüktür söylemi ile Dünya Lideri durumuna gelen Sayın Erdoğan başarabilir diye umut ediyorum.
Evet, değerli okurlarım, gerçekten Dünya emekçileri çok çok zor durumdadırlar.
Bizlerde aynı ölçüde zor durumdayız.
Bundan daha da zor günler bizleri beklemektedir.
Bu mesele bizim en önemli meselemiz olmalıdır.
Çünkü dünyanın bir çok mazlum ülkeleri ülkemize ve liderimiz Sayın Erdoğan’a büyük umutlar bağlamıştır.
Allah tüm insanlığın yardımcısı olsun…
Saygılarımla…
İDRİS ORTAKAYA