ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’nın Rusya karşısında “beyaz bayrak çekmesi” olarak yorumlanan 28 maddelik barış planı dün ABD’li, Ukraynalı ve Avrupalı yetkililerin katıldığı görüşmelerde İsviçre’de masaya yatırıldı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve ABD Kara Kuvvetleri Sekreteri Dan Driscoll’un liderlik ettiği Amerikan heyeti, Ukrayna lideri Volodimir Zelenski’nin başdanışmanı Andriy Yermak’ın başkanlığındaki Ukrayna heyeti ile bir araya geldi. Fransa, İngiltere ve Almanya’nın oluşturduğu E3 ittifakından ulusal güvenlik danışmanları ile Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in kabine başkanı Bjoern Seibert ve Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa’nın başdanışmanı Pedro Lourtie de toplantılara katıldı.
AB PLANI: NATO ÜYESİ OLABİLİR
Avrupalılar, ABD’nin barış planına alternatif olarak Ukrayna’nın daha fazla asker bulundurmasına olanak sağlayan ve Ukrayna’ya NATO’nun 5. maddesi benzeri güvenlik garantileri sunan 24 maddelik karşı bir teklif sundu. ABD’nin 28 maddelik barış planının değiştirilmiş bir versiyonu olan teklifte, Trump’ın planında yer alan Ukrayna’nın toprak paylaşımı konusunun ateşkes öncesinde hemen kararlaştırılması maddesine karşılık, öncelikle ivedi ve kalıcı ateşkes ardından da toprak müzakerelerinin görüşülmesi maddesi yer aldı. AB planında ayrıca Trump’ın barış planında yer alan Ukrayna’nın kesinlikle NATO üyesi olamayacağı maddesine karşılık, Ukrayna’nın dilediği ittifakı seçebileceği ve katılabileceğinin vurgulandığı madde yer aldı.
ABD’nin planından farklı olarak teklif, Ukrayna’nın mali olarak tazmin edilmesi ve bu çerçevede Rusya’nın Ukrayna’ya verdiği zarar karşılanana kadar dondurulmuş 300 milyar dolarlık Rus varlıklarının kullanılmasını da içeriyor.
ÖNCE ATEŞKES ŞARTI
Ukrayna Lideri Zelenski, görüşmelerin devam ettiği saatlerde açıklamalar yaparken, Rus işgali altındaki Donetsk, Luhansk, Zaporojye ve Herson bölgelerinde toprak devri öngören maddelerin uygulanması için kapsamlı ateşkes şartını gündeme getirdiklerini aktardı. Zelenski, Cenevre görüşmelerinden “sonuç çıkmasını umduğunu” belirtirken, Ursula von der Leyen de görüşmelerde üç noktaya odaklandıklarını duyurdu. “Öncelikle sınırlar güç kullanarak değiştirilemez” diyen von der Leyen, egemen bir ülke olarak Ukrayna ordusuna sınırlamalar getirilemeyeceğini belirterek bu durumun Avrupa’nın güvenliğine de tehdit oluşturacağına dikkati çekti.
TRUMP’IN TASLAĞINDA ‘GAZZE TARZI’ VAR
ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşı sonlandırmak için Moskova yönetimiyle hazırladığı 28 maddelik plan, yine Trump yönetiminin inisiyatifiyle hazırlanan “Gazze’de ateşkes” planına benzer bir strateji izliyor. Wall Street Journal’a konuşan ABD Dışişleri Bakanlığı’nın eski Ortadoğu müzakerecisi Aaron David Miller, iki plan arasındaki benzerliğine dikkat çekerek, “İki plan aynı senaryoyu izliyor. Savaşı değil, çatışmayı hızla sona erdirmek için kısa vadeli, karşılıklı bir ‘kabul et ya da reddet’ yaklaşımı. Her ikisi de açıkça savaşan taraflardan birini, Ukrayna’da Rusya’yı, Gazze’de İsrail’i ağırlıklı olarak kayırmak üzere tasarlandı” ifadelerini kullandı. Nitekim eylül ayı sonlarında Hamas’ın ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için “üç veya dört günü” olduğu konusunda uyaran Trump, önceki gün de Zelenski’ye Şükran Günü’ne kadar mühlet verdi. Ukrayna planına göre Trump, Gazze ateşkesi için önerilen modele benzer şekilde, ateşkesi denetlemek için oluşturulacak bir Barış Konseyi’ne başkanlık edecek.
‘ADİL VE KALICI BARIŞA DOĞRU İLERLİYORUZ’
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Ukrayna’nın başmüzakerecisi Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak, görüşmeler marjında basına açıklamalarda bulundu. Şimdiye kadarki en yapıcı ve anlamlı toplantıyı gerçekleştirdiklerini söyleyen Rubio, “Adil ve kalıcı barışa doğru ilerliyoruz” dedi. ABD heyetiyle çok verimli bir ilk oturum gerçekleştirdiklerini doğrulayan Yermak da “Çok iyi ilerleme kaydettik ve Ukrayna halkının hak ettiği adil ve kalıcı barışa doğru ilerliyoruz” açıklamasında bulundu.
TRUMP UKRAYNA’YI YALNIZ BIRAKIR MI
ABD’nin 28 maddelik Ukrayna barış planına yanıt vermesi için, Kiev yönetimine perşembe gününe kadar mühlet tanıyan ABD Başkanı Donald Trump’tan ve ABD’li yetkililerden gelen açıklamalar Ukrayna’da “ABD desteğini çekebilir” endişelerinin artmasına neden oluyor.
SADECE KÖTÜYE GİDECEK
Önceki gün Beyaz Saray’da basınla konuşurken, bir muhabirin “Zelenski barış planınızı kabul etmezse ne olur?” sorusunu “O zaman yüreğiyle savaşmaya devam edebilir” diye cevaplayan Trump, “Bu savaş öyle veya böyle bitmeli” derken, Trump’ın yaklaşımı, anlaşmaya varılmazsa ABD’nin Ukrayna’ya desteğini çekebileceği yönünde yorumlanıyor.
The Guardian’a konuşan kaynaklar geçen cuma Kiev’i ziyaret eden ABD’li askeri yetkililerden gelen sinyallerin de olumsuz olduğuna işaret ediyor. Cuma günü Kiev’e giden Pentagon heyeti ile Ukraynalılar arasındaki görüşmenin “kâbus gibi geçtiğini” belirten kaynaklar, ABD’nin Kiev’deki diplomatik temsilcisi Julie Davis’in de devamında NATO Büyükelçileri ile yapılan görüşmede, Ukrayna’nın anlaşmayı kabul etmekten başka seçeneği olmadığını, teklifin “artık yalnızca kötüleşeceğini” söylediğini aktarıyor. ABD’nin Ukrayna ve Avrupa’yı, Rusya’ya karşı savaşta yalnız bırakması ise sahayı da derinden etkileyebilir.
Trump’ın gelmesinin ardından Avrupa’nın Kiev’e yaptığı yardımların kademeli olarak artması ve bazı alanlarda ABD’yi geçmesine rağmen kritik noktalarda ABD’nin etkisi çok yüksek. ABD’nin silah desteğini tamamen kesmesi Ukrayna’nın özellikle hava savunma kapasitesini etkileyebilir, ayrıca Trump’ın Avrupa’nın yükleneceği mali yükle Ukrayna’nın silahlandırılması projesini rafa kaldırması da gündeme gelebilir. ABD’nin desteğini kesmesi halinde en büyük darbenin ise istihbarat paylaşımında yaşanacağı öngörülüyor.
İSTİHBARAT DARBE ALIR
Zelenski, ABD istihbaratı olmadan Ukrayna’nın Patriot, NASAMS ve IRIS-T gibi tüm hava savunma sistemlerinin sınırlı veriyle çalışacağını açıkça söylemişti. Rusya içindeki hedeflere gerçekleştirilen saldırılarda da ABD istihbaratının kullanıldığı belirtiliyor. Ukrayna’nın Avrupa’dan destek alması da mümkün değil zira ABD’nin uydu koordinasyonlu istihbarat paylaşımı Avrupa’nın askeri kapasitesinin ötesinde.
‘MİNNET DUYMADI’
Bu arada Avrupalı heyetler arasında Trump’ın barış planı görüşülürken, ABD Başkanı Trump’tan da Ukrayna’yı eleştiren bir açıklama geldi. ABD Başkanı, “Ukrayna liderliği çabalarımıza hiçbir şekilde minnet göstermedi” derken, Ukrayna lideri Zelenski de ‘Trump’a kişisel olarak minnettar olduğu’ açıklamasında bulundu.
WITKOFF-DMİTRİYEV YAKINLIĞI WASHINGTON’DA TARTIŞMA KONUSU
ABD’nin Ukrayna savaşını bitirmek için sunduğu 28 maddelik plana dair anlaşmalar Avrupa’da olduğu kadar Washington çevrelerinde de devam ediyor. Anlaşmanın iki mimarı olan ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile Rusya Temsilcisi Krill Dmitriyev arasındaki bağlantıya özellikle dikkat çekilirken, Witkoff’un ABD Başkan Donald Trump ile olan ikili güven ilişkisini kullanarak geleneksel diplomatik süreçleri devre dışı bıraktığı ve Moskova’nın etkisinde Rus tezlerine yakın bir anlaşmanın ortaya çıkmasına zemin hazırladığını iddia ediliyor.
KREMLİN’E YAKINLAŞTI
Amerikan, Ukrayna ve İngiliz basınında yer alan haberler, Witkoff’un Rusya lideri Vladimir Putin ile her biri en az 3 saat süren 5 görüşme yaptığı ve Dmitriyev ile de sürekli temas halinde olduğuna dikkat çekerek, ABD’li temsilcinin Kremlin çizgisine yaklaşmış bir aktör olarak algılandığını vurguluyor. ABD’li yetkililerin Reuters’a aktardığına göre Witkoff’un bu süreci yürütürken kurumsal diplomatik kanalları baypas etmesi hem karar alma sürecini kaotik hale getiriyor, hem de Washington içinde Ukrayna yanlısı isimlere yönelik bir iç mücadeleye neden oluyor.
RUBIO DEVRE DIŞI İDDİASI
Öyle ki ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamalar aksini savunsa da birçok ABD’li yetkili, taslağın oluşum sürecinde Dışileri Bakanı Marco Rubio’nun dahlinin olmadığını iddia ediyor. Son olarak Kanada’da düzenlenen Halifax Uluslararası Güvenlik Forumu’na katılan Demokrat, Cumhuriyetçi ve Bağımsız senatörler, Rubio ile görüştüklerinde Bakan’ın kendilerine “planın Rusya tarafından iletildiğini ve ABD taslağı olmadığını” söylediğini öne sürdü. Ancak X hesabından bir paylaşım yapan Rubio, “Bu plan ABD tarafından yazıldı” diyerek iddiaları reddetti. Ancak Washington kaynakları, Rubio’nun planın içeriğiyle alakalı kuşkularını açıkça dile getirdiği yönünde bilgiler vermeye devam ediyor. Witkoff’un planının Rubio’ya karşı Başkan Yardımcısı JD Vance tarafından ise desteklendiği aktarılıyor. Ukrayna’nın Beyaz Saray’daki en önemli savunucusu kabul edilen Özel Temsilci Keith Kellogg’un ocak ayında görevinden ayrılmasının, Beyaz Saray içinde Kiev tezlerinin daha dazayıflamasına neden olabileceği değerlendiriliyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: