Kaynaklar, CIA’in Venezuela içinde yürütmeyi planladığı gizli operasyonların olası bir askeri harekat için zemin oluşturmayı amaçladığını belirtti. Öte yandan ABD'li yetkililer, Trump’ın Venezuela ile kesintiye uğrayan arka kapı diplomasisini de yeniden başlattığını ifade etti. Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun, görüşmelerde ABD'ye istifa teklifinde bulunduğu ancak Beyaz Saray’ın bu teklifi reddettiği öne sürüldü.
CIA'in planladığı "gizli eylemlerin" kapsamı ile zamanlaması henüz netlik kazanmadı. Trump’ın Venezuela’da muharebe birliklerinin kullanılmasına henüz izin vermediği bildirildi. Bu nedenle yönetimin Maduro hükümetine yönelik artan baskısının bir sonraki aşamasında sabotaj, siber saldırılar, psikolojik harp taktikleri ve bilgi sızdırma operasyonlarının planlandığı kaydedildi.
BEYAZ SARAY’DA ALTERNATİF PLANLAR
Trump, Venezuela’ya yönelik daha geniş kapsamlı strateji konusunda henüz nihai bir karar vermedi ve uyuşturucu akışını durdurma hedefi dışında somut bir amaç açıklamadı. ABD ordusu ile CIA stratejistlerinin çeşitli senaryolar için seçenekler hazırladığı bildirildi. Askeri planlamacıların potansiyel uyuşturucu tesislerini içeren hedef listeleri oluşturduğu, Pentagon’un ise Maduro’ya yakın bazı askeri birliklere yönelik saldırılar için planlama yaptığı belirtildi.
New York Times'ın (NYT) haberine göre, Trump geçen hafta Beyaz Saray Durum Odası’nda iki ayrı toplantı düzenleyerek, Venezuela konusunu kıdemli danışmanlarıyla ele aldı. İsimlerinin açıklanmaması şartıyla konuya ilişkin NYT'ye bilgi veren kaynaklar, CIA’in planladığı gizli operasyonların, olası bir askeri saldırıdan önce devreye sokulmasının beklendiğini ifade etti.
Beyaz Saray ile CIA, iddialar hakkında yorum yapmayı reddetti.
VENEZUELA İLE ARKA KAPI DİPLOMASİSİ
Kaynaklar, Trump’ın CIA’e Venezuela içinde birden fazla gizli operasyon yürütme yetkisi vermesinin yanında, geçen ay kısa süreli olarak kesintiye uğrayan Maduro ile arka kapı diplomasisinin yeniden başladığını belirtti. Bu görüşmelerde Maduro’nun, ülkesinin petrol kaynaklarını ABD'li enerji şirketlerine açmaya hazır olduğunu söylediği iddia edildi.
Trump, pazar günü yaptığı bir açıklamada bu temasları dolaylı biçimde doğrulayarak, "Maduro ile bazı görüşmeler yapabiliriz, bakalım nasıl sonuçlanacak" demişti.
İddiaya göre Trump, kamuoyuna yaptığı açıklamalarda Venezuela’nın uyuşturucu ticareti ve yasadışı göçteki rolünü öne çıkarırken, ABD tarafı özel görüşmelerde ülkenin geniş petrol rezervleri ile ABD şirketlerinin bu kaynaklara erişim ihtimallerinden söz etti.
ABD, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'u bölgede konuşlandırdı.
'MADURO İSTİFAYI KABUL ETTİ' İDDİASI
ABD'li kaynaklar, Venezuelalı yetkililerin ABD tarafına Maduro’nun 2 ila 3 yıllık bir geçiş sürecinin ardından istifa etmeye sıcak bakabileceğini ilettiğini aktardı. Beyaz Saray’ın ise Maduro’nun görevde kalmasının uzamasına olumlu yaklaşmadığı kaydedildi.
Görüşmelere katılan bazı isimler, diplomatik çözüm ihtimalinin hala mümkün olduğunu belirtti. Bu süreçte Trump’ın; ABD şirketlerinin petrol kaynaklarına erişimini artıracak bir diplomatik anlaşmayı kabul edebileceği ve Maduro’nun gönüllü olarak görevi bırakmasını sağlayacak bir formülü kabul ettirebileceği ya da ABD’nin Maduro yönetimini zorla devirmesi seçeneğini değerlendirebileceği bildirildi.
BASKI OLUŞTURMAK İÇİN ASKERİ YIĞINAK
ABD, bu kapsamda “Güney Mızrağı Harekâtı” adı verilen operasyon kapsamında Karayipler'e büyük ölçekli bir askeri yığınak yaptı. ABD deniz kuvvetlerinin Karayipler’e konuşlandırması, 1962’deki Küba ablukasından sonra bölgeye yapılmış en büyük askeri sevkiyat oldu. Uçak gemisi Gerald R. Ford’un hafta sonu Karayipler’e ulaşmasıyla, bölgede görev yapan asker sayısı amfibi gemilerdeki deniz piyadeleri ve Porto Riko’daki personel de dahil yaklaşık 15 bine çıktı.
Uzmanlara göre Beyaz Saray’ın mevcut stratejisinin temelinde Maduro üzerindeki baskıyı artırmak yatıyor. Uzmanlar askeri yığınağın, çok yönlü baskı sürecinin yalnızca en görünür ayağı olduğunu vurguluyor.
MADURO YÖNETİMİNE YÖNELİK YENİ ADIMLAR
ABD Dışişleri Bakanlığı, 24 Kasım’dan itibaren Venezuela merkezli uyuşturucu karteli Cartel de los Soles’i terör örgütü olarak tanıyacağını açıkladı. Cartel de los Soles’in klasik anlamda bir uyuşturucu karteli olmadığı ifade edilse de, kararın Maduro hükümetinde görevli kişileri terör örgütü olarak nitelendirme amacı taşıdığı belirtildi. Uzmanlar, bu adımın hem baskıyı artırdığı hem de potansiyel askeri adımlar için zemin oluşturduğunu kaydetti.
NYT'ye göre Trump’ın son açıklamaları, baskı politikasının süreceğini göstermesine karşın sonuç konusunda belirsizlikler içeriyor.
Trump, pazartesi günü yaptığı açıklamada kara birliklerinin Venezuela’ya girmesi ihtimalini dışlamadığını ve Maduro ile doğrudan müzakere imkânının bulunduğunu söyleyerek, "Hiçbir seçeneği göz ardı etmiyorum. Tek yapmamız gereken Venezuela'yla ilgilenmek" ifadesini kullanmıştı.
ABD'NİN SALDIRILARI SÜRÜYOR
ABD güçlerinin uyuşturucu kaçakçılığı yaptığını iddia ettiği teknelere 21 saldırı düzenlediği ve bu saldırılarda en az 83 kişinin öldüğü açıklandı. Trump, operasyonlar için yeterli istihbarat bulunduğunu savundu. Yetkililer, saldırıya uğrayan teknelerin taşıdığı yük konusunda ayrıntılı kanıt sunmadı.
Bu operasyonların Kongre onayı olmadan gerçekleştirilmesi, hukuk uzmanları ve Kongre’deki Demokratlar tarafından eleştirildi. Eleştirilerde yönetimin, suç işlediğinden şüphelenilen ancak terörist olmayan sivilleri hedef aldığı iddia edildi.
Trump, ekim ayında düzenlenen ilk saldırıların ardından yaptığı açıklamalarda, ABD’nin fentanil kaçakçılığını hedef aldığını savunmuştu. Ancak askeri yetkililerin Kongre ile kapalı oturumlarda yaptıkları görüşmelerde, teknelerin fentanil değil kokain taşıdığını belirttikleri kaydedildi.
Yorumlar
Kalan Karakter: