Sel faciasında son anda hayata tutunan aile, yaşadığı dehşeti anlattı
Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde meydana gelen sel felaketinde yıkılan 8 katlı binadan 20 dakikalık arayla kurtulan aile yaşadıkları dehşeti anlattı.
Yayınlanma :
19.08.2021 13:27
Güncelleme :
19.08.2021 13:27
Olay anında çok korktuğunu kaydeden Özkan, "Bağırdım, babaannemle bizi kurtaracaklarına bizi telefona çekiyorlar. Sonra biz ağlamaya başladık. Helikopter gelmeyecek, olmayacak, kurtulamayacağız diye. Akabinde bir ses duydum, çat diye. Ben kendimi kaybettim. O Sezai abi ile bir adam daha vardı. Bir üst kattan alt kata halat bağladı. Karşıdan da ağaca bağladı. Babaanneme gidelim diye bağırdım. 30-40 kişiyi toplamda kurtardı Turhan abi. O binadan 16 kişi çıktık. Hepimizi o kurtardı, sonra evine alıp yemek yedirdi” diye anlattı.
Çok şiddetli bir şekilde yağmurun yağdığını ancak ilk başlarda endişelenmediklerini anlatan Neslihan Özkan, “Yağmur çok yağdı, gece yağdı, gündüz yağdı. Islanan balkonumu temizledim. Hiç şüphelenmedim, böyle bir felaket olacağını aklımızın ucundan geçmezdi ki, çayın o kadar yükselmesi bizi korkuttu ama endişelenmedik. Torunumu ve eşim çayın videosunu çektiler, çayın çok yükseldiğini, taşımak üzere olduğunu söyledi. Selin ilk manzarası bile insanın aklını durduracak şekildeydi. Ben çığlık attım herkes kaostaydı. Üst kata çıktık ve evimizi su almaya başlamıştı. Üst kattaki kadın bizi sakinleştirdi ama onlar çıkamadılar. Herkes can derdindeydi, dua etmekten başka hiçbir şey yapamıyorduk. Üst katlarda iki saat durduk ama görünen manzara bize bunu söyledi. Köprüyü, kaldırımları, evin önünü kağıt gibi söküp söküp götürüyordu” dedi.
Emekli Astsubay tarafından kurulan halatla kurtulduklarını belirten Ahmet Özkan, “Binadan ayrıldıktan sonra 15 dakika içinde bina göçtü. Resmen gördük canlı canlı. Binayı göçerken gördük biz. Torun bağırıyor dede dede, beni kurtarın. Hanım bağırıyor bizi kurtarın. Ama kimse yok, arkada insanlar var ama resim çekiyorlar. Öbür gün sabah saatlerinde AKUT'un yanına gittik, bizi Tosya'dan Abana'ya oradan Bozkurt'a getirdi. Bozkurt'ta hiç durmadık. Otobüse bindik geldik İstanbul'a, o şekilde bırakıp geldik” şeklinde konuştu.
“Binanın bir metre temeli yoktu”
Oturdukları binanın temelinin olmadığını anlatan dede Özkan, “Bizim evin bir metre temeli yok. Bir metre temeli olsaydı o ev öyle olmazdı. Ben hakkımı aramak için sonuna kadar savaşacağım. Hakkım nerdeyse orada arayacağım. Temeli yok, yok. olsaydı öyle olmazdı. Yanında 10 katlı bina var neden bir şey yok, yani müteahhidin oturduğu ev. Temeli olsa üç senelik bina niye yıkılsın. Onlar önce tahliye oluyor, tahliyeye bize haber vermiyor. Nasıl oluyor anlamadım” ifadelerini kullandı.
Medeni Topaloğlu
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: