Ege Denizi’nde gece saatlerinden beri üç deprem meydana geldi. Gece saat 01.24’te yaşanan 3,3 büyüklüğündeki depremin ardından sabah saatlerinde 10.57 ve 10.59’da 3,9 ve 3,7 ile sallandı. Depremler vatandaşlar tarafından kısmen hissedilirken akıllara daha büyük bir deprem olur mu sorusu geliyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Önalan, Ege Deniz’inin dünyanın en yoğun sismik aktivitelerinin göründüğü yerlerden birisi olduğunu söyledi. Önalan, “Özellikle Ege Deniz’inde 2017 yılında meydana gelen Bodrum yakınlarındaki deprem ve 2020 yılında Sisam açıklarında yaşanan depremin ardından bu bölgede bulunan faylarda gerilim artış gösterdi. Dolayısıyla bu tür sismik aktiviteler Ege Deniz’inde 2020 yılından sonra yaşanan deprem için olağan aktiviteler ve bu süreç bölge için olağan. Bunun dışında Kuşadası bölgesinin İzmir’in yakınları Ege Denizi’nin Türkiye’ye yakın kısımlarında sismik aktiviteler geçmişten bu yana sürekli devam etmekte” dedi.
EGE BÖLGESİ MUTLAKA BÜYÜK BİR DEPREM YAŞAYACAKBu depremlerin herhangi bir depremin öncüsü veya artçısı diye bir şeyden bahsedilmesinin mümkün olmadığını söyleyen Önalan, “Bu bölge ile ilgili sahip olduğumuz en önemli bilgi bölgenin mutlaka büyük bir deprem yaşayacağı. Geçmiş yıllarda oldu bundan sonra da olacak. İzmir civarı için, Ege Bölgesi’nin tamamı için bu durum söz konusu. İzmir’de 13 tane fay var ve bu fayların içerisinde 7 büyüklüğünün üzerinde deprem üretme potansiyeline sahip faylar var. Bu faylardan herhangi biri bir şekilde bir zaman kırılacak ancak bunun net olarak vaktini bilemiyoruz” ifadelerini kullandı.
DEPREM, EGE BÖLGESİ’NİN GERÇEĞİFayın ne zaman kırılacağını önemli olmadığını fay kırıldığında siz ne durumdasınız o önemli diyen Önalan, “Yapılarınız depreme güvenli mi ve yapılarınız güvenli bir alanda mı yer alıyor? Bizim öncelikle bunları tartışmamız lazım. Deprem, Ege Bölgesi ve Türkiye’nin gerçeği. Nereye giderseniz gidin mutlaka bu deprem tehlikesiyle karşılaşıyorsunuz. Bizim yapmamız gereken şey çok hızlı bir şekilde deprem hazırlıklarını tamamlamamız. Biz geçmişten bugüne kadar son 20-25 yıl içerisinde bu hazırlıklarımızı tamamlamadık. İzmir sürekli göç alıyor ve nüfus sürekli artıyor, inşaat yoğunluğu çok fazla. Bu inşaat yoğunluğu yüzünden çok kısa süre içerisinde yapılacak şeyler çok sınırlı. Bugüne kadar yapılmayanlar bugünden sonra orta ve uzun vadede çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğini kurtarmak için yapmalıyız” diye belirtti.
KENTSEL DÖNÜŞÜME DEĞİL KENTSEL DEĞİŞİME İHTİYACIMIZ VARYapılması gerekenlere değinen Önalan, “Kentin içerisinde depreme güvenli alanlar belirlememiz ve kenti bu alanlara doğru kaydırmamız lazım. Kentin içerisindeki eski yapı stoğunun kentsel dönüşümle ile dönüştürülmesi lazım. Ancak bunlar çok kısa vadede yapılacak şeyler değil ve bunlar için bütçe yok. Bizim aslında Türkiye’de kentsel dönüşümden çok kentsel değişime ihtiyacımız var. Büyük kentlerdeki metropollerdeki yoğunluğu azaltmamız lazım. Türkiye’de nüfusun yüzde 94’ü kentlerde yaşıyor ve bu nüfusun büyük kısmı da metropollerde yaşıyor. Bu inanılmaz bir rakam ve İzmir’in bunu taşıyacak gücü yok. Orta ve uzun vadede yapılacak şeylerden biri içgöç önlenmeli, afet bakanlığı kurularak tamamen deprem odaklı bir bütçe oluşturulmalı, fay yasası bir an önce çıkarılmalı. En önemlisi ise Türkiye’de inşaat yapı denetim sisteminin mutlaka gözden geçirilmesi gerekiyor. Yapı denetim sisteminde birçok aksaklık var. Kısa süre içerisinde bunları hayata geçirmek için çalışmalar yapmamız gerekiyor” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: