Öncelikle sizi tanımak isteriz. Aysun Kırımlıgil kimdir?
1970 yılında İstanbul Bakırköy’de dünyaya geldim. Orta ve lise eğitimimi Çavuşoğlu Koleji’nde
tamamladım. Anadolu Üniversitesi Radyo ve Televizyon Programcılığı okuduktan sonra iş hayatına
atıldım. Çalıştığım dönemde yine Anadolu Üniversitesi İşletme fakültesini bitirdim. Şu anda ise en
büyük hayalim olan Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde okuyorum.
Yazarlık hayatınız nasıl başladı? Size öncülük eden bir isim var mı?
Liseden beri hep içimde olan yazma isteğim sayesinde kısa hikâyeler yazmaya başladım. Uzun yıllar
birçok kültür merkezinde yaratıcı yazarlık kurslarına katıldım. Hatta bunların arasında oldukça
tanınmış yazarlar da vardı. Ancak benim durumumda olan yazmaya hevesli arkadaşlar bilir ki bu
konuda maalesef çok fazla destek alamazsın. Kimse size ön ayak olmaz. Ben ne zaman ki Lüset
Kohen Fins Hanımla tanıştım, işte o zaman gerçekten yazabileceğime inandım. Ondan aldığım
eğitimle karakter yaratmaktan tutun da, kurguyu hazırlamak, hikâyeyi oluşturmak vb konularda birçok
teknik bilgiyi öğrenmiş oldum.
Yazarken nelerden etkilenirsiniz?
“ Hayatın içinden… “ Çok genel bir cevap gibi görünse de hayatın içinde öyle çok hikâye var ki.
Bakmakla görmek arasındaki fark da işte burada başlıyor sanırım. Etrafınızdaki insanlara bakıp onları
gördüğünüz zaman hikâyeler zaten kendiliğinden çıkıyor ortaya. Mesela bu hikâye televizyondaki bir
yarışma programında gördüğüm bir karakterle ile ortaya çıktı.
Okuyucu ile buluşan "Saplantı" isimli eserinizden bahseder misiniz?
Romanın çıkışı aslında herkesin gördüğü hatta dışladığı bir karakter için “kim bilir hayatı ne
zorluklarla doludur” sorusunu sormakla başladı. Bir kadın olarak eşcinsel bir erkeğin duygularını
anlamak için uzun bir süre araştırma yaptım. Birçok eşcinsel ile görüşme yaptım, onların dünyaya
bakış açılarını yakalamaya çalıştım. Bir de tabii onlara düşman olan karakterler var elbette, onları da
göz ardı etmemek gerekiyor. Bu iki karakter bir araya gelince zaten yeteri kadar ürkütücü bir hikâye
kendiliğinden ortaya çıkıyor. Bana kalan ise konuyu kendimce kurgulayıp yorumlamak oldu.
Saplantı isimli eserinizin ismi nereden geliyor?
Yaşadığımız duygular kontrolden çıktığı zaman saplantıya dönüşür. Sevgi, nefret, kıskançlık her
zaman saplantının temelini oluşturur. Benim romanımda da adım adım saplantıya dönüşen bir sevgi ve
kıskançlık hikâyesi var aslında.
Saplantı isimli eserinizin vermek istediği mesaj nedir?
Toplumumuzda var olan eşcinsellere karşı önyargıyı yıkmak istedim aslında. Onları bir birey olarak
görmek ve kabullenmek gerektiğini düşünüyorum ben. Ayrıca toplum içinde kendini gizleyen
homofobik eşcinsellerin yuvasına çomak sokmak istedim biraz da.
Saplantı isimli eserinizi okur gözüyle yorumlar mısınız?
Aslında ben kitap baskıya girmeden önce bu sorunun cevabını vermiştim. Kitabımın ilk sayfasında
şöyle bir yazı var; “İşin gerçeği şu ki; bu romanda birçok kişinin okumak istemeyeceği olaylar var.
Ama maalesef bazı insanlar bu olayları yaşamak zorunda kalıyor…;” Görmek istemediğimiz, halı
altına süpürdüğümüz gerçekler var ve bazı okuyucular bu romanı da halı altına süpürecek. Ama
okuyanlar gerçekleri görecek çünkü bu romanda yazılan olayları maalesef yaşayan insanlar var.
Covid 19 salgını sizi nasıl etkiledi?
Şubat ayında bütün hazırlıklarım bitmiş ve yazmaya başlamıştım. Planıma göre altı aylık bir dönemde
romanı bitirmiş olacaktım. Sonuç olarak bu salgın beni çok da fazla etkilemedi. Ancak yaşanan can
kayıpları üzücü, bir an önce ülkemizi ve dünyayı terk etmesini temenni ediyorum.
Yeni çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Yıllar içinde biriktirdiğim birçok hikâye var elbette. Yeni roman için hazırlıklarım başladı ama bir
yıldan önce ortaya çıkabileceğini sanmıyorum. Çünkü ben yarattığım karakterlerin psikolojileri
üzerinde uzun süre çalışıyorum. Hasarlı bir karakter yaratmak mutlu bir insanı yazmaktan çok daha
zor. Psikolojisi bozulmuş karakterleri yazmayı daha çok seviyorum ben. Gelecek romanlarımda da her
zaman böyle karakterlere yer vereceğim kesin gibi gözüküyor.
SAPLANTI, YOK SAYILMIŞLARIN HİKÂYESİDİR
Cihat DÜNDAR, sevilen yazar Aysun Kırımlıgil ile sizin için konuştu. Saplantı isimli eseri üzerine değerlendirmelerde bulunan Kırımlıgil, salgının kendisini nasıl etkilediği sorusuna şöyle cevap verdi : Yaşanan can kayıpları üzücü, bir an önce dünyayı ve ülkemizi terk etmesini temenni ediyorum. Öte yandan yeni roman kitabının müjdesini veren Kırımlıgil bir de itirafta bulundu. Bu kitabı halı altına süpürenler de olacak, okuyup gerçekleri gören de.
Yayınlanma :
02.12.2020 16:34
Güncelleme :
02.12.2020 16:34


Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: