O EDEBİYATIN USTASI KALEM EMEKÇİSİ
Cihat DÜNDAR, başarılı yazar ve editör Ali Turan Barniç ile sizin için konuştu. Ağrı Dağı’nın Kraliçesi İduna ve Acının Rengi isimli kitapları üzerine değerlendirmelerde bulunan Barniç, salgının kendisini nasıl etkilediği sorusuna şöyle yanıt verdi: “ Bu yaşıma kadar gördüğüm en berbat hastalık.” Edebiyat dünyasına 10’nun üzerinde eser bırakan ancak son zamanlarda en çok konuşulan bu iki eseri ile ilgili soruları yanıtlamak isteyen Ali Turan Barniç, Ağrı Dağı’nın Kraliçesi İduna ve Acının Rengi isimli kitapları ile ilgili merak edilenleri anlattı. Yeni roman kitabı müjdesini verdi ve bir itirafta bulundu: “ Her yoksul Anadolu çocuğu gibi, ben de bir çocuk işçi olarak çalıştım.”
Yayınlanma :
02.11.2021 23:28
Güncelleme :
02.11.2021 23:42


Dünyanın en zor şeylerinden biri; insanın kendisini dışardan başka birinin gözüyle analiz etmesidir. Ama bugüne kadar yaptıklarıma baktığımda kendimi: “Görmek, hissetmek ve yazmak için dünyaya gelen bir kalem emekçisi” olarak görüyorum. Eğer klasik bir anlamda soruyor iseniz; 1979 yılında, Kars’ta doğdum. Bir köy çocuğu olarak büyüdüm. Okula gitmeyi çok seven bir çocuktum. Ailem 1990’lı yıllarda Kars’tan göç ederek Kocaeli’nin Darıca ilçesine taşındı. O yıllar da, her yoksul Anadolu çocuğu gibi, ben de bir çocuk işçi olarak çalıştım. Büyük bir şehirde, küçük bir bedenle, hayatı yakinen tanıdım. Sonra bir gün, yırtılan bir takvim yaprağının arkasını çevirerek Victor Hugo’nun şu sözlerini okudum: “Hayat bir kavga, onu yaşayanlar ise mücadele edenlerdir.” İşte hayatımın sloganı olan bu sözlerden yola çıkarak; pazarlama, işletme ve gazetecilik lisans eğitimleri aldım. Yüksek lisans ve doktoramı ilgi alanım olan psikoloji üzerine yaptım. Psikoloji, iş dünyası, edebiyat alanında toplam on kitabım yayımlandı. Yazmanın yanı sıra yazarlara; geliştirici editörlük, redaksiyon, son okuma, yayınevi danışmanlığı ve yazar koçluğu hizmeti veriyorum. Kısaca edebi eserlerle örülü bir hayat yaşıyorum.
Yazarlık hayatınız nasıl başladı? Size öncülük eden bir isim var mı?
Yaşım on altı, çocuk işçiyim yani, çok büyük bir şirkette çalışıyorum. Ve o yaşlarda, bir kitap dahi okumamıştım. Çalıştığım iş yerinde kitaplar da satılıyordu. Kitap raflarına yaklaştım, bir kitabı elime aldım. Elime aldığım kitabın yazarı, “Maksim Gorki” kitap ismi ise, "Ekmeğimi Kazanırken" ve ilk kitabımı böylece almış oldum. Okuma hayatım bu kitapla başladı. O da benim gibi bir çocuk işçiymiş, sonra öğrendim ki, Rusça da Gorki, acı anlamına geliyormuş. Tabii ki bu sıralarda sadece bir okuyucuydum. İleriki yıllarda psikoloji alanında yüksek lisans ve doktora tezi yazdım. Bir yayınevi, tezimi kitaplaştırdı. Böylece ben de, yazma yeteneğimin olduğunu görmüş oldum. Daha sonra iş kitapları yazdım. Türkiye’nin en büyük yayınevlerinden biri olan, Elma Yayınları tarafından “Her Satışçı Bir Terapisttir” adlı kitabım yayımlandı. Sonraki yıllar ben de, roman yazma tutkusu gelişti. Yazdıkça yeniden doğdum ve yazdıkça kendimi iyileştirebildiğimi hissettim. Böylece benim için yazmak bir tutku haline dönüştü.
Yazarken nelerden etkilenirsiniz?
Yazarken; köy, şehir hayatı, insan psikolojisi, toplumsal sorunlar ve doğanın güzelliğinden yararlanıyorum. İyi bir gözlemci olduğumu düşünüyorum. Neden-sonuç ilişkisini kuruyor, çözüm ve çözümsüzlüklere odaklanıyorum.
Ağrı Dağı’nın Kraliçesi İduna isimli eserinizden bahseder misiniz?
Ağrı Dağı; mitoloji, din, edebiyat, sinema ve birçok alanın ilgi odağı olan kutsal bir dağdır. Nuh’un Gemisi’nin kendini güvende hissettiği limandır. Tufan sonrası canlıların yeniden yeryüzüne dağıldığı yerdir. Bu dağ; efsanelerin söylendiği, destanların anlatıldığı, âşıkların ve nice kahramanın sığındığı bir yer olmuştur.
Bundan üç yıl önce, yani 2019 yılında, bir haber okudum. Haberde Ağrı Dağı’nın 4 bin metresinde yeni bir kelebek türünün ikinci kez görüldüğü yazılıyordu. Çok ilgimi çeken bu haberden yola çıkarak bir kurgu oluşturdum. Kurgu; bir ruhun farklı bedenlere dönüşmesini, bir kadının dev bir kelebeğe dönüşerek insanlara karşı verdiği mücadeleyi anlatıyor. Yani bu kitap; doğaya ait canlıların doğadan koparak makineleşen insanlara karşı verdiği mücadeleyi anlatan bir destandır.
Ağrı Dağı’nın Kraliçesi İduna isimli eserinizin ismi nerden geliyor?
Kitap ismi; on iki bin yıl önce, Son Buzul Çağı’nda, Kuzey Kutbu’ndan gelen ve Ağrı Dağı’nda sıkışıp kalan Kuzeyli Nazuğum kelebeğinden geliyor. Kuzeyli Nazuğum kelebeği tarih öncesi bir canlı. İnsanoğlunun hakkında hiçbir şey bilmediği kalın kenar çizgileri ve beyaz benekleri olan çok gizemli bir kelebek türüdür.
Acının Rengi isimli kitabınızı okur gözüyle yorumlar mısınız?
“Acının Rengi” adlı romanım, on kitabım arasında en çok beğenilen kitaptır. İlk romanımdır. Yazarken ağlayarak masadan kalkıp yazmaya devam edemediğim ilk göz ağrımdır. Okuyucu geri dönüşleri, çok olumlu. Kitabı yayımlayan yayınevinin editörü kitap hakkında şunları söylemişti: “Bu kitap, fark edilirse çok ses getirecek bir romandır.” Ayrıca okuyanlar, kitabı ellerine aldıklarında bırakamadıklarını anlatıyorlar. Kitabı yeniden ele almam gerektiğini bir “İnce Memed” tarzı bir kitap olduğunu söyleyen çok değerli okuyucularım da oldu.
Acının Rengi isimli kitabınızın vermek istediği mesaj nedir?
Bu kitabı yazarken, anne ve babamın anlattığı tarihi olaylardan çok etkilendim. Bir zamanlar; Müslümanlar, Hristiyanlar ve birçok etnik ve dini gruplar bir arada yaşıyorlarmış. 1900’lü yılların başlarından itibaren, insanlar ötekileştirilmiş ve bir arada yaşayamayacak bir duruma gelmişler. İşte bu dönemlerde; sevdiği insanı geride bırakanlar, evini barkını terk edenler olmuş. Nice acılar yaşanmış ve acılar renksizmiş. İşte bu kitapta; evrensel vicdanın ne kadar önemli olduğu ele alınmıştır. Hepimizin acısının ne kadar benzer olduğu anlatılmıştır.
Editörlük yapıyorsunuz. İş prensiplerinizi anlatır mısınız?
Bir editör olarak, yaptığım işi şöyle tanımlayabilirim: "Noktalama işaretlerinden öte, o eserde; yazarın özgeçmişini, önsözünü, giriş, gelişme ve sonuç bölümlerini değerlendiriyor, yazara öneri ve tespitlerimi dosya üzerinde not ekleyerek sunuyorum. Ayrıca birlikte çalıştığım yazarlara yaptığım önerilerim yanı sıra kendilerine yardımcı da oluyorum.
Genç̧ editörlere ve yazarlara tavsiyeleriniz nelerdir?
Genç editörlere tavsiyem şudur: Çok ama çok kitap okuyun. Okuduktan sonra yazma eylemini gerçekleştirin. Çünkü okuyan, yazan ve eleştirel bir düzeye ulaşanlar iyi birer editör olabilir. Genç yazarlara da aynı şekilde çok okumalarını tavsiye edebilirim. Okumadan yazmak olur ama başarı getirmez. Ve yazma eylemini anlamsız kılar.
Yeni çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Yine bir roman yazıyorum. Kitapta, ailesini kaybeden ve tek başına kalan bir çocuğun hayat mücadelesi ele alınıyor. Editörlük işlerim nedeniyle kitap yazma anlamında kendime çok zaman ayıramadığımı da üzülerek ifade edebilirim.
Covid 19 salgını sizi nasıl etkiledi?
Bundan beş ay önce Covit-19 nedeniyle annemle birlikte on gün bir hastanede yattım. O zamanlar, aşı daha tam uygulanmıyordu. Bu yaşıma kadar gördüğüm en berbat hastalık olduğunu belirtebilirim. İnsana çok acı çektiriyor. Benim ciğerlerime kadar inmişti. Doktor olan dayım sayesinde, kısa bir süre içinde tedavi olduk. Şu an aşı olmama rağmen tekrar yakalanmaktan çok korktuğumu belirtmek isterim. Sosyal mesafeye ve hijyene dikkat edelim lütfen! Ciğerlere indiğinde hastalık bir işkenceye dönüşüyor.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: