O, DÜŞLEYEN BİRİ .

Öncelikle  sizi  tanımak  isteriz. Mustafa Danışman  kimdir?
Mustafa danışman; ilkokulda ve doğum günlerinde Mıstık olup arabaya kıstırılmaktan yorulan, ortaokul ve lise yıllarında ise gerek öğretmenlerinin gerekse arkadaşlarının Danışman olarak seslendiklerinden olsa gerek Mustafa tarafına bir müddet yabancılaşmış kalan, tıp fakültesinden mezun olduktan sonra aslında kimselere söylemese de cerrahi bir branş seçmeyi arzu eden,  sonrasında iç hastalıkları uzmanlığı istiyorum deyip hem kendini hem çevresini kandıran ve ne hikmetse ilgili branş kararsızlığı çözümünü, kendini bir anda psikiyatri asistanı ve sonrasında uzmanı olarak bulan, nazara, sihre, büyüye ve burçlara hem inanıp hem inanmayan bu bağlamda sinsi bir akrep oluşu ile gurur duyan, ortaokul 1.sınıfta öğrendiği satrancı çok seven, aslen Giresun/ Tirebolulu kalben ise kendisini İstanbullu en çok da Kadıköylü hisseden, dil ve rüyalar üstüne düşen, düşleyen, eyleyen biri diyebiliriz.
 
Yazarlık  hayatınız nasıl  başladı? Size öncülük  eden bir isim  var mı?
Önce sualinizdeki yazarlık mevhumuna ilişkin küçük bir düzeltme ile yanıt vermek isterim; tabii şimdiden iki kitabım var bu bağlamda zannedersem ben bir yazar olarak tanımlanıyorum. Her ne kadar böyle görünse de  kendimi bir yazar olarak değil bir yazan olarak tanımlamak isterim. Yazarlık kelimesi ben de bir tür zanaat, meslek veya yakını bir anlamda çağrışımlar yarattığı için böyle söylemek istedim. Bir yazar olarak yazdığımı düşünmüyorum. Yazdıklarım sonrası yazan biri olarak yazar olarak betimleniyorum sanırım. Sorunuzu ne zamandır yazıyorum olarak algılayıp, herhangi birinden bir önderlik ya da yardım almadığımı belirtip şöyle yanıtlamak isterim. Zannedersem yazmak için yaratılmışım,  fark ediyorum ki  kağıda dökmesem de ben hep yazmışım. Kimi zaman rüyalarımda kimi zaman platonik aşklarımda, kimi zaman depresyonlarımda doğru yanlış bir şeyler yazmışım hep bir yerlere.
 
Yazarken  nelerden  etkilenirsiniz?
Kendilerinden etkilenip sonrasında sıkça yazdığımı fark ettiğim bir takım özel olaylar olduğunu düşünmüyorum, aksine onu da içine alarak yaşanılan her şeyin yazma edimimin içinde bir yerlerde,  bazen bir harf bazen bir noktalama işareti bezense anlam bulan ya da bul(-a) mayan bir cümle olarak hatta ansızın huzur bulmak isteyen yeni bir paragrafa başlama arzusu olarak yer bulduğunu düşünüyorum.
 
Okuyucu ile buluşan " Islak Defter " isimli eserinizden bahseder  misiniz?
Islak defter ilk kitabım. Şiirlerimden oluşuyor. Başka da söz söylemek istemem!
 
Düşler Düşünceler Öyküler isimli kitabınızın vermek  istediği  mesaj nedir?
Düşler Düşünceler Öyküler isimli kitabımda sanırım dili dillendirip yormaya ve sonrasında dinlendirmeye çalışmışım. Okuyucusunu bulur umarım.
 
Düşler Düşünceler Öyküler kitabının ismi  nerden geliyor? 
Kitabın ismi içindekilerden geliyor. Dil üzerine saptamalarım, kısa öykülerim ve tabii rüya yorumlarım var. Rüyaların nasıl yorumlanacağını anlatmıyorum, kendi rüyalarımı yorumluyorum. Zihni açık okuyucu yorumlarımdan bunu öğrenebilirse ne mutlu bana.
 
Düşler Düşünceler Öyküler isimli eserinizi okur  gözüyle  yorumlar mısınız ?
Okur gözüyle yorumlamam oldukça güç , ben artık bir tarafım.
 
Yeni çalışmalarınızdan bahseder  misiniz?
Yeni hiçbir çalışmam yok. Esasında bu bilinç düzeyinde böyle düşünüyor ya da hissediyor olmamdan kaynaklanıyor da olabilir. Yani belki de yeni yazılar için boş sayfalar açmakla meşguldür zihnim, kim bilir.
 
Covid 19 salgını sizi bir yazar olarak nasıl etkiledi?
Salgın beni ne yazmaya ne de okumaya yönlendirdi. Hayatımda ilk kez düzenli olarak bir dizi izledim, Ezel . Hala etkisindeyim.