Takvimler 18 Haziran 2024 tarihini gösteriyordu. Washington'da güneşli ve sıcak bir yaz günü yaşanıyordu.
Eugene Gligor da bu güzel günde biraz keyif yapmak istemiş, kahvesini ve telefonunu alıp yaşadığı apartmanın merdivenlerine inmişti.
Aniden birinin "Eller yukarı!" diye bağırdığını duydu. Kafasını kaldırdığında karşısında kendisine doğru yürüyen polisleri gördü.
Polisler "Eller yukarı" diye bağırmaya devam ederken Gligor da, "Ne oluyor? Nedir mesele?" diye soruyordu. Ne var ki polisin Gligor'a kelepçeleri takmak için çok iyi bir sebebi bulunuyordu.
45 yaşındaki Gligor nihayet geçtiğimiz hafta içi çıkarıldığı mahkemede, 20 yılı aşkın zamandır sakladığı karanlık sırrı nihayet açığa vurdu.
Gligor, ABD'nin Maryland eyaletinin Chevy Chase bölgesinde yaşayan ve 1990'lı yıllarda kızıyla sevgili olduğu Leslie Preer isimli kadını 2001 yılında dövüp boğarak öldürdüğünü itiraf etti.
Gligor'un gözaltına alınma anında çekilen bu kareyi polis medyayla paylaştı
SICAKKANLI VE SOSYAL BİRİ OLARAK TANINIYORDU
Leslie Preer cinayeti, geçen yaz polisler Gligor'un kapısına dayanana kadar gizemini korudu. Gligor ise oldukça sıradan bir hayat sürüyordu.
Kariyer sahibi bir insan olan Gligor, son olarak ticari kurumlara video güvenlik hizmeti veren ulusal bir şirkette hesap yöneticisi olarak çalışıyordu.
Arkadaşları Gligor'u sıcakkanlı ve sosyal biri olarak tanımlıyordu. Kişisel gelişime meraklı bir insan görünümü çizen Gligor, Washington'un en havalı mahallelerinden biri olan U Street Corridor'da yaşıyordu.
İPUCU 8 BİN KİLOMETRE UZAKTA BULUNDU
Polis, Gligor'un izini yakın zamanda geliştirilen bir DNA analiz yöntemi sayesinde buldu.
Bu yöntemle şüphelilerin olay yerinde bıraktığı DNA örnekleri ile köken araştırma şirketlerine DNA örneği gönderen kişilerin kayıtları karşılaştırılıyor. Sonuçta bir şüpheliye doğrudan ulaşılamasa bile uzak ya da yakın akrabaları bulunabiliyor.
Preer cinayetini soruşturan Montgomery İlçesi Emniyet Müdürlüğü'nün faili meçhul cinayetlerden sorumlu biriminin şefi Çavuş Chris Homrock, polisi Gligor'a ulaştıran kişilerin bu kez gerçekten uzakta, Washington'a yaklaşık 8 bin kilometre mesafedeki Romanya'da yaşayan iki masum kadın olduğunu söyledi.
Dedektif Tara Augustin, DNA veri tabanı yoluyla bu kadınların bulunmasından sonraki iki yılı bir aile ağacı oluşturmakla geçirdi. Sonuçta kadınların ABD'deki uzak akrabalarının "Gligor" soyadını kullandığı ortaya çıktı.
Bu isim polislerin dikkatini çekti. Preer'ın komşularından biri yıllar evvel verdiği ifadede Eugene Gligor isimli genç bir adamdan bahsetmişti. Bu kişi Preer'ın kızının eski erkek arkadaşıydı. Homrock, "O an 'İşte bu!' dedik" ifadelerini kullandı.
İÇİP BIRAKTIĞI SU ŞİŞESİ EN ÖNEMLİ DELİL OLDU
Ancak polislerin bu şüpheyi teyit edebilmesi için Gligor'un dikkatini çekmeden DNA örneği alması gerekiyordu.
Mahkemeye sunulan belgelere göre, polisler, Gligor'un 9 Haziran 2024 günü Londra'dan ABD'ye döneceğini ve uçağın Dulles Uluslararası Havalimanı'na ineceğini öğrendi. Bu DNA örneği almak için çok uygun bir fırsattı.
Havalimanındaki gümrük memurlarının da yardımıyla Gligor ayrı bir odaya alındı ve "ikincil tarama"ya tabi tutuldu.
Odada Gligor'un oturduğu masanın üzerinde çok sayıda su şişesi bulunuyordu. Yemi yutan Gligor, şişelerden birini açtı, suyu içti ve boş şişeyi masanın üzerinde bırakıp oradan ayrıldı.
Gligor odadan çıkar çıkmaz içeri giren polisler şişeyi alıp bir kanıt torbasına koydu. Daha sonra yapılan testlerde, Gligor'un DNA'sıyla Preer'ın evinde ve tırnaklarında bulunan DNA örneklerinin birebir eşleştiği tespit edildi.
Leslie Preer'dan geriye 1997'de çekilmiş bu kare kaldı
LESLIE PREER EVİNDE ÖLDÜRÜLDÜ
Preer cinayetiyle ilgili soruşturma 2 Mayıs 2001 tarihine uzanıyor.
O tarihte bir reklam şirketinde çalışan Preer, o gün işe gitmediği için, çalışma arkadaşlarından biri endişelenip ailesini aradı.
Preer'ın eşi Carl sabah 7.30'da işe gitmek için evden çıkmıştı. Eşinin arkadaşından gelen telefon üzerine apar topar yola koyulan Carl, Drummond Bulvarı'nda bulunan evlerine girdiğinde kurumuş kan izleri, devrilmiş bir masa ve yerinden oynatılmış bir halıyla karşılaştı.
Savcı Jodie Mount, geçen çarşamba günü mahkemede yaptığı konuşmada, "Bay Preer eşine seslenmiş, hızla evde dolaşmış ancak Leslie'yi bulamamıştır" dedi.
Bunun üzerine Carl ve Leslie'nin iş arkadaşı polisi aradı. Yapılan inceleme sonucunda Preer'ın evde yalnız olduğu sırada içeri giren birinin saldırısına uğradığı sonucuna varıldı.
Otopsi raporuna göre, saldırgan Preer'ın boğazını sıkmış, başını yere vurmuş, ardından cansız bedenini üst kata taşıyıp duşta bırakmış ve ortadan kaybolmuştu. Adli tıp uzmanları evden kan örnekleri almış ve Preer'ın üzerinde kimliği belirsiz bir erkeğin DNA'sını tespit etmişti.
AVUKATLAR VE SAVCILIK ARASINDA ANLAŞMAYA VARILDI
Geçen yaz evinde göz altına alınan Gligor hakkında, birinci derece yani planlayarak cinayet suçlamasıyla iddianame hazırlandı.
Gligor'un oldukça agresif bir savunma stratejisi izleyen avukatları, en önemli delillerin geçersiz sayılmasını sağlamak için girişimlerde bulundu. Avukatların en önemli çabası, DNA delillerini dosyadan çıkarmak içindi. Bu taleple ilgili duruşma ağustos ayında yapıldı. Gligor ise ekim ayında 9 gün süren duruşmalarda yargılanacaktı.
Ancak Gligor ve avukatları ile savcılık arasında Gligor, ikinci derece cinayet suçlamasını kabul etmesi karşılığında bir anlaşmaya varıldı.
Birinci derece cinayetten suçlu bulunan kişiler ömür boyu hapisle cezalandırılabiliyor. İkinci derece cinayette ise en ağır ceza 30 yılla sınırlı.
Bu anlaşma sayesinde savcılık DNA delillerinin geçersiz sayılması ve sonuçta Gligor'un salıverilmesi olasılığını ortadan kaldırmış oldu. Gligor'un cezasının 28 Ağustos'ta yapılacak duruşmayla belirlenmesi kararlaştırılmıştı.
AVUKATLAR DELİLLERİ DOSYADAN ÇIKARMAK İSTEDİ
Hafta içinde yapılan duruşmada, Gligor'un suçu kabul etmesinin yanı sıra davayla ilgili önceden bilinen ayrıntılar konuşuldu. Daha ziyade Gligor'un gözaltına alınması ve ilk sorgusu sırasında yaşananlar tartışıldı.
Sorgu görüntülerinde Augustin Gligor'a "tatlım, suç mahalinde DNA'n bulundu" derken Gligor önce avukat isteyip ardından, "Bana bir şey yapmışım gibi tepeden bakıyorsunuz. Kişi suçu ispatlanana kadar masumdur, değil mi? Yanlış mı söylüyorum" diyor. Dedektif Alyson Dupouy ise "Adil yargılanma hakkın var, kesinlikle" ifadelerini kullanıyor.
Avukatları Stephen Mercer ve Isabelle Raquin, Gligor'un DNA'sını almak için Dulles Havalimanı'nda kurulan tezgâhın meşru gerekçelere dayanmadığını, dolayısıyla Gligor'un arama ve gözaltına almayla ilgili anayasayla korunan haklarının ihlal edildiğini ve kanıtların mahkemede geçerli olamayacağını savunmuştu. Ancak Gligor Preer'ı öldürdüğünü kabul ettiği için mahkemenin bu detayları görüşmesine de gerek kalmadı.
"KAPANA KISILMIŞ HİSSETMEN NORMAL"
Polisler, Gligor'un gözaltına alındığı sabah evinin etrafını ablukaya almıştı. Gligor'un dışarı çıktığını ve merdivenlere oturduğunu gören polisler harekete geçti.
Mahkemeye sunulan belgelere göre Gligor, önce Washington'da bir karakola götürüldü ve kendisine bir sandviç ikram edildi. 2 saat sonra sorgu odasına alınan Gligor, dedektifler Augustin ve Dupouy tarafından sorgulandı.
Polisler Gligor'a 2001 yılını ve Leslie Preer'ı hatırlayıp hatırlamadığını sordu. Gligor'un "Evet, öldürülmüştü" demesi üzerine polisler Preer'ın evinde bazı DNA örnekleri bulunduğunu ve kendisinin bu konuda bir bilgisi olup olmadığını öğrenmek istediklerini belirtti.
Gligor'un "Kafam karıştı. Benimle konuşmak istediyseniz neden beni buraya getirdiniz? Kendimi kapana kısılmış hissediyorum biraz" demesi üzerine Augustin, "Evet çünkü gözaltındasın. Kapana kısılmış hissetmen normal" yanıtını verdi.
The Washington Post'un "A killer hid in plain sight for 23 years. This is how police found him." başlıklı haberinden derlenmiştir.
Yorumlar
Kalan Karakter: