KAN EMMEDEN YAŞAMINI SÜRDÜREMEZ

ALGI OPERASYONU ÇAĞRISIMI UYANDIRDI
Ölüm oranlarının düşük olduğunu belirten Karakülçe, "Ölüm oranlarının o kadar çok yüksek olduğu söylenemez. Keneden bu kadar korkulmaması gerektiğini düşünüyorum. Bunun İstanbul üzerinde köpürtülerek ülkemiz genelinde bir algı yaratıldığını düşünüyorum. Son yıllarda yakalanan vakalara baktığımızda Covid'de bile daha fazla kayıp vermişiz. Bizim bugün daha dikkatli olmamız gereken enfeksiyonlar varken kene konusuna takılı kalmamız doğru değil. Çünkü zaten sağlık bakanlığının verilerine sağlıklı bir şekilde ulaşılamıyor. Ancak 2008-2018 arasında toplam vaka 11 bin civarında. Bunların içinde 10 yıllık süreçte 500 civarında vatandaşımızı kaybetmişiz. Bu bir algı operasyonu çağrışımı uyardı bizde" diye konuştu.

KAN EMMEDEN YAŞAMINI SÜRDÜREMEZ
Doğa ile barışık olunması gerektiğini belirten Karakülçe önlemlerle ilgili, " Doğa ile barışık olmamız, doğayı katletmememiz ve onunla barışık olmamız gerekiyor. Tarım Bakanlığı'nın yıllar önce hayvan besicilerine keneyle mücadele ilacı verirdi. Çünkü bu işi bilenler bilir ki havalar ısınmaya başlayınca kene sezonu da başlar. Bu havaların serinlemesine kadar sürer. Keneler sıcak döngünün olduğu yerde yoğun yaşarlar. Yani sıcak-nem-yağış bunlar kenenin üremesi için uygun ortamlar. Mücadele etmek için Tarım Bakanlığı acilen tarım sevk kontrollerini sıkılaştırmalı. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakalarının olduğu bölgeler çember altına alınarak bölgedeki ele geçen tüm hayvanlar ilaçlanmalı. Bundaki en temel amaç kenelerin en temel besini kandır. Bir kene kan emmeden kolay kolay yaşamını sürdüremez. Kenelerin beslenme alanlarını daralttığımızda bu sorun bertaraf olacaktır" ifadelerini kullandı.

ÜRÜNLERİMİZİN BİR ÇOĞU SINIRLARDAN DÖNÜYOR
Kuş avcılığının kene vakalarını arttırdığı iddialarını yalanlayan Karakülçe, "Bu bir şehir efsanesi. Kınalı keklik gibi kuşlar kenenin yaygınlaşmasına aracılık ettiği bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. Ancak bizler tabii ki avcılığı asla tasvif etmiyoruz. Ama bu konular üzerinden avcılara bir şey söylemek doğru değil. İlaçlama elbette bir çözüm ancak insanlara bir korku yaratarak yanlış ilaçlama yapmamalıyız. Son dönemlerde görüyoruz ki tarım ürünlerimizin bir çoğu sınırlardan dönüyor. Bunun temel nedeni olarak pestisit. Kene sürecinde de kullanılabilecek yegane ürün pestisit. Bunun bilinçsiz kullanımı bizi belki kenelerden koruyacak ancak pestisit zehirlenmesini arttıracak. Yani kendi elimizle iklim krizine yol açacağız. Burada yapılması gereken halk sağlık örgütlerinin tek çatı altında toplanması, tek sağlık dediğimiz oluşumun ele alınması ve kaynaklarla temas halinde olabilecek tüm örgütlerin bütünleştirilmiş halde bu mücadeleyi yapması sağlanmalı" dedi.

DÖNGÜNÜN KIRILMASI GEREKİYOR
Kurban Bayramı'nda özellikle büyükşehirlere gelen kurbanlık hayvanlarla birlikte kene taşınması olunup olunmayacağının sorulmasına yanıt veren Karakülçe, "Tabii ki kene taşınmasında etkili olabiliyor. Hayvan hareketlerinde tedbirli olunması lazım. Son yıllarda hayvancılığın kötü yönetilmesinden kaynaklı hayvan ithal eder olduk. Orta Amerika ülkelerinden gelen hayvanlarla birlikte yeni kene türleri de geldi. Türkiye'de normalde yaygın olmayan kırım kongo rahatsızlığını taşıyan hayvanlar ülkemize gelmiş olabilir. Diğer illerimizden gelen hayvanlarla birlikte de bu kene türlerinin farklı illere taşınması mümkün. Bu yüzden çok dikkatli olunmalı döngünün baştan kırılması gerekiyor. Bölgelerden çıkacak hayvanların ya çıkışına izin verilmemeli ya da çok iyi ilaçlamalar yapılmalı" diye konuştu.

DEVLET BABALIĞI UNUTMAMALI
Süreç içindeki sorumluluğun belediyede mi yoksa bakanlılarda mı olduğunun sorulmasına yanıt veren Karakülçe, "Bizim bir devlet baba geleneğimiz vardır. Son yıllarda iktidar ekonomiyi iyice çamura sürüklediği için bu babalık görevini üvey babalık noktasına taşıdı. Bu tür organizasyonlar bir belediyenin hacmi ile çapı ile yapılabilecek işler değil. Koskoca Tarım Bakanlığı bütün yetkiler elindeyken bu işi yapabilir. Bir belediye bakanlığın alabileceği kararları alamaz. Devlet babalığı unutmamalı ve insanlara üvey evlat muamelesi yapmamalı. Yetki iktidardadır" dedi.