İzmir’de işçilerin yüzü güldü… imzalar atıldı

İzmir Büyükşehir Belediyesi İZELMAN ve İZENERJİ İşçileri Toplu Sözleşme imzalandı. Toplu iş sözleşmesine; DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Genel Başkan Yardımcısı, DİSK Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, sendika temsilcileri ve işçiler katıldı.

Törende konuşan Çalışkan, “Emek en yüce değerdir diyoruz. Üretiyoruz emek harcıyoruz ve alın terimizin karşılığını tabii ki talep edeceğiz. Bu zor süreçte daha fazlasını hak ediyorsunuz. Bu zor süreçte emeğin yanında olan herkes bizim yol arkadaşımızdır, ‘Öncelikli olan emekçinin hakkıdır’ diyen, emek dostu Belediye Başkanımız Tunç Soyer’e teşekkür ediyoruz. Bu ülke Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik ve siyasi krizlerini yaşıyor. Bizler böyle bir ülkede çalışıyor ve üretiyoruz. Böyle bir ülkede çocuklarımızın geleceğini sağlamaya çalışıyoruz. Ücretlerimiz hiç bu kadar erimemişti. Emek hiç bu kadar değersizleşmemişti. Açlık, yoksulluk ve umutsuzluk hiç bu denli olmamıştı. Adalet ve hukuk hiç bu kadar yok olmamıştı. Demokrasinin en temel değerleri hiç bu kadar ayaklar altına alınmamıştı. Biz emek üretenlere sorumluluk düşüyor. Yaptığımız toplu sözleşmeler enflasyona yetişemiyor. İşçi sınıfının halkları katılımcı, özgürlükçü bir ortamda sağlanır bilinciyle hareket edeceğiz. Demokrasi işçinin ekmeğidir. Kadro hakkımız gasp edildi. Genel iş sendikası sizin emeğinizle büyüyor. İzmir her zaman genel iş sendikasının lokomotifi olmuştur. TİS hayırlı uğurlu olsun. Emeği geçe herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Disk Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise demokrasi vurgusu yaparak, “
Burada olan fotoğraf toplu sözleşmeden çok daha büyük şeyleri gösteriyor. Bu toplu iş sözleşmesi, bu tablo demokrasinin kendisidir. Bu fotoğraf, bir ülkede demokrasiden söz edeceksek, bunun öncelikli şartının işçi sınıfının örgütlü olmasının gerektiğini gösteren bir fotoğraftır. Bu sebeple bilin ki, bu toplu iş sözleşmesi İZENERJİ ve İZELMAN işçisi arkadaşlarımın değil sadece, bu ülkenin geleceğidir” dedi.

Bugün, ben de sizlerle gurur duyuyorum. Bugün bizim bayramımız. Yaklaşık 18 bin işçimizle ilgili toplu sözleşme aileleriyle birlikte 100 bin kişiyi ilgilendiriyor. Bu aynı zamanda bir bayram provası üç gün sonra 83 milyon için bayram kutlayacağız. Baharları kucaklayacağız. Büyük bayramı hep beraber yaşayacağız. Çok şanslıyım çünkü göreve geldiğimden beri kendimi asla patron gibi hissettirmediniz, bir yoldaş gibi hissettirdiniz. Binlerce yoldaşım olduğunu görüyorum. Siz de çok şanslısınız çünkü arkanızda Türkiye’nin en güçlü işçi örgütü var. Sizin hakkınızı sonuna kadar koruyan, sonuna kadar ilerletmeye çalışan muazzam bir örgüt var. Bu örgütle yaptığımız müzakerelerde size hakkınızı, alın terinizin karşılığını teslim etmeye çalışan bir belediye başkanınız var. Çok şanslıyız hepimiz. Ne mutlu bize bu kadar huzurla ve güler yüzle; barış içinde, birbirimizi dinleyerek, anlayarak, hakkımızı teslim ederek bir yol sürdürüyoruz. Biz bunu İzmir’de başardık ama şunu hepimizin düşünmesi lazım bu sadece bize özgü bir şey olarak kalamaz. Bu memlekette 10 binler, 100 binler var; çalışan, alınteri döken ve hakkını alamayan, arkasında DİSK olmayan, Genel- iş olmayan, sendikası olmayan. Onları yüzü gülmedikçe bizim yüzümüz gülemez. Onlar alın terinin, emeğinin karşılığını almadıkça biz bayram yapamayız. Çok az kaldı, bir devir kapanıyor. Bu devir; emeğin, alın terinin, namusun, adaletin, hakkın, hukukun, tüm erdemlerin yani halkın iktidarı olacak. Üç gün sonra beraber halkın iktidarını kuracağız. Hırsızlarla, haramilerle işimiz olmayacak artık. Kimse hakkımızı alamayacak. Ne sizin hakkınızı, ne İzmir’in hakkını kimse yiyemeyecek. Hakkımızı avuçlarımıza alarak bizden sonraki kuşaklar için çok daha huzurla yaşanacak bir memleket kuracağız. İki temel hedefimiz var. Bir, kişi başı düşen milli gelirimizi yükseltmek mecburiyetindeyiz. Bu seviyede iki buçuk kat asgari ücretin üzerinde ödül gibi bir ücret almanız hiçbir şey değildir aslında. Biz kişi başı düşen milli geliri yükseltemezsek bu rakamlar ödül gibi kalır. Aslında ödül değil. Emeğinizin karşılığında çok daha fazlasını hak ediyorsunuz. Yeter ki bu memlekette demokrasi olsun. Eğer bir ülkenin kaynaklarını sadece bir grup çete, bir zümre, bazı sülaleler yiyorsa işte orada o memleketin ürettiği kaynakların zenginliğinin hiç önemi yok. Biz yoksulluğa, işsizliğe mahkum kalmaya devam ediyoruz. Bu memleket dünyanın en yüksek refah seviyesini yaşamaya muktedir bir memleket. Birileri çaldığı için, bizim emeğimizden nemalandığı için biz yoksulluğa mahkum kalmaya devam ediyoruz, onlar obezleşmeye ve şişmeye devam ediyorlar. İkincisi, sanayi devriminden beri toplumları ileriye götüren, toplumların önünde lokomotif olan daima işçi sınıfı olmuştur. Çünkü emeğini ortaya koyar. Yine işçi sınıfının emeğine, önderliğine, öncülüğüne ihtiyaç var. Sizler, sizin gibi çalışıp da hakkını alamayanları kolunuza takmadıkça bu memlekette demokrasi, özgürlük, barış olamaz. Sizin göreviniz örgütünüzü büyütmek, işçi sınıfının örgütlenmesine daha fazla insanı katmak. İki hedef doğrultusunda yol alacağız ve bugün 100 bin insanımız için kullanacağımız bayramı, 83 milyon için büyük bir bayram olarak kutlayacağız. Emin olun her şey çok güzel olacak! Bir şey değişecek, her şey değişecek! Toplu iş sözleşmemiz hayırlı olsun!