Öncelikle sizi tanımak isteriz. Zarife Güngör kimdir?
Benim kim olduğumu anlamak için kitaplarımı okumalı insanlar. Çünkü aslında her yazar kitaplarında kendini yansıtır. Benim içimde dışarıda yaşanılamayacak bir hayat vardı hep ve bu yüzden ben de kendi iç dünyamı kurdum orada istediğim gibi yaşadım ve o dünyayı yalnızca sayfalarıma yansıttım. Pek konuşmayı seven biri olmadım hiçbir zaman. O yüzden yazmayı sevdim. Hele ki şiirlerin tadını bir kere aldıktan sonra ben de bir zaaf haline geldi. Şiirin sevdası beni de şair yaptı şimdi sayfalarca şiirlerim var. Benim kimliğim işte o sayfalarda ve bir insanı tanımakla anlamak aynı şey değildir. Beni okuyan herkes yüzümü gören sesimi duyan ve benimle konuşan herkes beni tanıyabilir. Fakat anlamak başkadır. Beni anlamak için ben olmak gerekir ve hiçbir insan hayatında tam olarak anlaşılamaz aslında. Her zaman tanıdığınız o kişiliğin altında gizli bir köşe vardır ve aslında insanın asıl özü orda saklıdır.
Yazarlık hayatınız nasıl başladı? Size öncülük eden bir isim var mı?
Yazarlık hayatım okumakla başladı. Ortaokulumun sonlarında sırf kapağı hoşuma gitti diye aldığım iki kitap beni bu günlere kadar getirdi. Okudukça kitapları daha da çok sevdim. Sonra baktım ki artık okumak yetmiyor yazmak geliyor içimden. Başta kısa kısa sözlerle başladı acemi yazarlığım sonrasında yazdıklarımın beğenildiğini ve ilgi çektiğini görünce bir de zihnimdeki cümleler, hikâyeler ve hisler birikince ortaya Kardelen çıktı. İyi ki de çıkmış 17 yaşımın acemiliğiyle yazdım ama ilkim olduğu için ben de her zaman ayrı bir yeri olacak. Bu süreçte yakın dostlarım, ailem ve edebiyat öğretmenim bana çok destek oldular. Onlar hayatımda hakkını ödeyemeyeceğim insanlar. Edebiyat öğretmenim Sinan Yıldız sağ olsun bana öncülük etti ve çok yardımcı oldu ona ayrıca minnettarım. Kardelen de benim kadar onun da hakkı vardır.
Yazarken nelerden etkilenirsiniz?
Yazarken özellikle etkilendiğim bir durum olmaz, bu genelde içimden gelir. Sözler kendiliğinden zihnimde yazılır ve kağıda dökülür. Bir söz ya da bir şiir yazmak için hiç geçip oturmadım defter başına. Kelimeler birikince bir süre sonra içine sığmıyor zaten ve kalemi eline aldığın anda su gibi akıp gidiyor kağıda. Yazmak farklı bir duygu, bazen haftalarca tek kelime yazmadığım oluyor bazen de saatler içinde sayfaları doldurabiliyorum bu tamamen içinden gelmesine ve bilinç altında birikenlere bakıyor.
Kardelen isimli eserinizden bahseder misiniz?
Kardelen benim 17 yaşım oldu. İlk yazılarım ilk tecrübem. Biraz acemi kalemiyle yazılmış olsa bile bir çocuğun ilk adımları gibi belki kusursuz değil ama kusursuz olmak için yürüyeceğim bu yolda attığım ilk adımım oldu. Kardelen deneme kitabı olmasına rağmen duygularla ve samimiyetle yazıldığı için içindeki şiirselliği de hissettiriyor. Edebiyata olan sevgimin eser haline gelmiş halidir. Ve kaç yaşına gelirsem geleyim ben de hep ayrı bir yeri olacak. Ondan aldığım tecrübe ileride yazacağım kitaplarıma da yol gösterecek.
Kardelen isimli eserinizin ismi nerden geliyor?
Kardelenin ismi Kardelen çiçeğinin hikâyesinden geliyor. Bir roman olmasa bile bu kitabın da bir hikâyesi var ve Kardelen aslında bu hikâyenin baş karakteri. Kardelen biraz benim ruhumu yansıttığı için de bu ismi seçtim. Karda ve soğukta açan nadir bir çiçektir. Kardelenin yazılışı ve hikâyesi birbirine çok benzediği için adı Kardelen oldu.
Kardelen isimli kitabınızı okur gözüyle yorumlar mısınız?
Bir okur gözüyle bakacak olursam duygusal bir yapısının olduğunu daha ilk sayfalarda anlayabilirim. Akıcı bir yazımı var bu yüzden okurken insanın içini sıkmıyor. Tabii ki kusursuz bir eser değil. Hataları eksikleri var ama bu bütünü etkileyecek kadar değil. Eksikleri de bir yazarın ilk kalemi olmasından kaynaklanıyor ama canı sağ olsun yine de Kardelen her kitap gibi her şeyiyle çok değerli bir kitap.
Kardelen isimli kitabınızın vermek istediği mesaj nedir?
Kardelenin vermek istediği mesaj tamamen duygusal. Zaten duygusallık her sayfasında mevcut. Aklın kalbe yenilişini anlatan bir kitap. Çünkü zaten sevmek akıl işi değil gönül işidir. Kardelen de gönülden gelerek yazıldığı için bir mesaj vermekten ziyade sevginin değerini anlatan bir kitap oldu.
Yeni çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Yeni çalışmam çok güzel bir şiir kitabı olacak. Ben zaten şiire hayran biri olduğum için bu kitap bana çok içten ve sevdiğim bir dostum gibi geliyor. Kitaplarımı yazarken hep kalemle dertleşiyor gibi düşünürüm kendimi. O yüzden onlar benim için bir nevi yarendir. Sanki canlı bir varlık gibi onlara karşı içten bir sevgim ve şefkatim var. Bu kitabımı kardelenden aldığım tecrübelerin üzerine inşa ettiğim için daha başarılı bir eser bekliyorum. Böyle böyle yükselerek ilerlemektir hedefim. Aklımda güzel bir roman çalışması da var. Tabii bu sırada şiiri de bırakmayacağım. O zaten benim özümün yansıması onu istesem de tutamam benim şiirlerim yazmak için yazılan değil kendini yazdıran şiirler oldu hep bundan sonra da hep böyle devam edecek.
Covid 19 salgını sizi nasıl etkiledi?
Covid 19 salgını maalesef herkesi olduğu gibi beni de çok yönden kötü etkiledi. Onun dışında bu dönem yazmaktan çok okumaya yöneldim. Evdeki boş vakitlerimi hep okuyarak biraz da yazarak geçirdim ve bu dönem bana aslında gözümüzün önünde olan ama değerinin farkında olmadığımız şeylerin farkına varmamı sağladı. Hava, su, güneş, toprak bunlar aslında çok büyük nimetler ve bizler aslında bunu mis gibi bir bahar havasında bir ağacın gölgesinde oturmaya mahrum kaldığımız zaman anladık. Ben bir sağlıkçı olarak insan sağlığının değerinin farkındayım ama bilinçsiz insanlar maalesef ki ülkemizde çok. Belki de bu yüzden salgın dönemini atlatmak bizler için zor geçiyor fakat insanlar bence bu salgından sonra sağlığın önemini daha iyi anladılar, bu hepimiz için geçerli. İnşallah bundan sonra insanların daha da bilinçlenmesiyle bu salgını atlatmayı umuyorum ülkem adına.
Yorumlar 1
Kalan Karakter: