UEFA Şampiyonlar Ligi’nin 3’üncü haftasında Galatasaray sahasında Norveç ekibi Bodo/Glimt’i konuk etti.
İLK YARIDA OSİMHEN ŞOV VARDI
Karşılaşmaya ön alanda baskıyla başlayan Galatasaray, golü erken buldu. Lemina yaptığı baskı sonrasında kaptığı topu Osimhen’in önüne bıraktı. Nijeryalı golcü, ceza sahası sol çaprazından yaptığı plase vuruşla 3’üncü dakikada topu ağlara yolladı: 1-0.
Golün ardından baskılı oyununu devam ettiren Galatasaray, 33’üncü dakikada farkı 2’ye çıkarttı. Bodo/Glimt savunmasında, Björkan pasını kaleci Haykin’e göndermek isterken araya giren Osimhen, kaleciyi geçtikten sonra topu boş ağlara yolladı: 2-0. Bodo/Glimt ilk yarının son anlarında gol pozisyonları girdi. 39’uncu dakikada Hauge ile net fırsatı değerlendiremeyen Norveç ekibi, 42’nci dakikada ise Fet’in vuruşunda direği geçemedi. Mücadelenin ilk yarısı Galatasaray’ın 2-0’lık üstünlüğüyle sona erdi.
GALATASARAY'DAN RAHAT GALİBİYET
Karşılaşmanın ikinci yarısı da pozisyonlarla başladı. 53’üncü dakikada Berg’in penaltı noktasının hemen gerisinde yaptığı vuruşta Abdülkerim son anda ayak koydu. 55’inci dakikada ise Galatasaray, Sane ile girdiği pozisyondan sonuç alamadı. Galatasaray, 60’ncı dakikada bir gol daha buldu. Osimhen ceza sahasının hemen dışında yaptığı baskıyla topu Yunus’a kazandırdı. Yunus’un ceza sahasına girdikten yaptığı vuruşta top kaleci Haykin’den döndü. Topu tekrar önünde bulan Yunus’un vuruşunda top bu kez ağlara gitti: 3-0.
Golün ardından topa daha çok sahip olan konuk ekip, 76’ncı dakikada farkı 2’ye indirdi. Kısa paslarla rakip sahaya yerleşen Bodo/Glimt’te topla son çizgiye Björkan ortasını yaptı. Altıpasta Helmersen yaptığı kafa vuruşuyla topu ağlara gönderdi: 3-1. Karşılaşmada başka gol olmadı ve Galatasaray sahasında Bodo/Glimt’i 3-1 mağlup etti.
HÜRRİYET YAZARLARI GALİBİYETİ DEĞERLENDİRDİ
Hürriyet yazarları Uğur Meleke ve Mehmet Ayan bugün kaleme aldıkları köşe yazılarında Galatasaray'ın Bodo/Glimnt galibiyetini değerlendirdi. İşte o yazılar....
MEHMET AYAN: GALATASARAY, İLK 24'ÜN YOLUNU AÇTI!
Harika oyunumuzun hakkı, gücümüzün karşılığı, güvenimizin neticesi idi zaferimiz.
Abdullah Avcı, 6-7 yıl önce yardımcıları Orhan AK ve Caner Erol’u Manchester City’yi incelemeleri için kulübe gönderir. İlkay Gündoğan’a sormak üzere 60-65 soru hazırlar. Gelen yanıtlara Avcı’nın ağzı açık kalır. Sanki bir teknik direktör yanıtıdır. Çünkü İlkay Gündoğan o gün de, bugün de (ve yarın da) sahanın teknik direktörüdür. Yarının büyük hocası tabii...
Kuşkusuz onsuz başlamanın endişesi sarmıştı dört bir yanımızı. Nasıl olacaktı? Ön alan baskı mühendisi olmadan ne olacaktı? Ya İlkay’sız o kurgu sağlanamazsa? Ya onsuz oyun ileriden geriye kurulamazsa? Ya Yunus’un çapı bu organizasyona yetmezse? Haksız sorular mıydı bunlar?
iLK YARIDA KUSURSUZDU
Sorana niye soruyorsun diyemeyeceğiniz sorular neticesinde, çalınan ilk düdük ile Galatasaray coşkusu yayıldı sahaya. Ön alan baskısının şahı, 2 ve 3. bölgede karşılamanın kralı yapıldı. Yunus da harikaydı, Osimhen de... Ama bir Sane izledim, bir Lemina seyrettim ki... Aman aman... 5 olacak ilk yarı harika oyunla 2-0’da kaldı. Torreira ağırlıklı 6 numara oynayıp rakip ataklarına bend olurken, 8’i devralan Lemina da adeta ön tarafın neferi, aydınlık hücumların feneri oldu. Osimhen dikkatli, Barış çalışkandı. Liverpool maçında olduğu gibi kusursuz ilk yarı fırtınası vardı Sami Yen’de.
RAKiP HEP HATAYA ZORLANDI
İkinci yarının büyük bölümü de ilk yarı gibi geçti. Ön alan baskı kitabı yazılırken rakip hep hataya zorlandı. Oynamaya çalışan felsefesinden ödün vermeyen kuzey temsilcisi sonuna kadar direndi. Klasik kuzeylilerin sertliğinden ziyade oynamak isteyendi. Pasla çıkmak, kenara akmak, prese pres ile yanıt vermek gibi futbol doğrularını kabiliyetleri doğrultusunda yapmak istediler. 75’ten sonra oyuna gol ile ortak oldular. 3-2 paradigmayı değiştirebilirdi, 3-1’de tuttuk maçı.
YOLUMUZ UZUN, UMUT DOLU
75. dakikaya kadar kusursuz oynadık. 3 puan yolumuzu ilk 24’e açtı. Harika oyunumuzun hakkı, gücümüzün karşılığı, güvenimizin neticesi idi zaferimiz. Herkes kusursuza yakındı. Yine hocaya yazar. Baskının, hataya zorlamanın karşılığını aldık. Yolumuz hem uzun hem umut dolu... Gelişen oyunumuz da kreması... Çok mutlu olduk. Çok da umut dolduk.
UĞUR MELEKE: AVRUPA'NIN EN İYİ 5 SANTRAFORUNDAN BİRİ!
Evet, Bodo Glimt bir sistem takımı. Ancak sistem takımlarının dahi gıpta ettiği türden bir sistem takımı Bodo! Norveç’te son 5 yılda 4 kez şampiyon oldular, Avrupa’da da bir çeyrek, bir yarı final yaptılar. Üstelik 5 yılda 5 büyük lige, Boniface, Hauge, Berg, Gronbaek gibi sayısız futbolcu ihraç etmelerine rağmen.
Sekiz yıldır dâhi teknik direktörleri Kjetil Knutsen’le çalışıyorlar. 50 bin nüfuslu kültür başkenti Bodo’yu futbol kalesi haline getirdiler. O yüzden Galatasaray’ın dünkü galibiyetini çok önemsiyorum, Bodo Glimt bütçesine bakarak küçümsenecek bir rakip değil.
Galatasaray’ın dünkü Bodo galibiyetinde faktörler listesinde tepeye “konsantrasyon” yazarım. Zira böyle bir sistem takımına karşı kalite farkınızı ortaya koyabilmeniz için en az onlar kadar istekli olmalı, en az onlar kadar koşmalı-ısırmalısınız. Zaten bunu başardıktan sonra çıkar ortaya kalite farkı.
Dün Galatasaraylılar maça inanılmaz bir arzu ve konsantrasyonla başladı. Osimhen rakiplerini reklam panolarına kadar kovaladı pres için. Orta sahanın patronu Lemina topu ısırdı adeta. Bu iştahın sonucu olarak da yarım saatte beş net pozisyon yakalayıp, 2-0’ı buldu sarı kırmızılılar. Liverpool’dan sonra Bodo Glimt’i de yıkan Osimhen bence şu anda Avrupa’nın en formda beş “komple santrforu”ndan biri. Osimhen’in yanına ben sadece Mbappe’yi, Haaland’ı, Dembele’yi ve Alvarez’i yazabiliyorum
Lewa-Kane artık farklı bir yaş grubu. İsak formsuz. Osimhen bir sağlık sorunu veya şanssızlık yaşamazsa Şampiyonlar Ligi’nin en çok konuşulan oyuncularından olur bu sene.
2000 RUHU, 2025 ViZYONU
Galatasaray'ın bu kadrosunu ister istemez sıklıkla 1996-2000 ekibiyle kıyaslıyoruz. Ki zaten dördüncü şampiyonluğu alırlarsa onların yanına yazılmış olacaklar tarihte. Buruk’un ekibinin Terim’inkinden belki tek eksiği uluslararası vizyonuydu. Slavia, Young Boys, Alkmaar gibi hayal kırıklıklarıydı tek problem.
Şu anda Devler Ligi’nde 3 maçta kazandıkları 6 puan ve son 180 dakikadaki futbolla, 2000 ruhunun yanına vizyonunu da eklemeye başladılar.
Yorumlar
Kalan Karakter: