Öncelikle sizi tanımak isteriz. Erkan Birlik kimdir?
Erkan Birlik, İzmir doğumlu bir yazar ve aynı zamanda birçok yazarın eğitimiyle ilgilenip daha iyi olmalarını kendisine amaç edinmiş birisidir. Hem okuyup hem çalışmam gerektiği için istediğim üniversiteye gidemedim. Ben de AÜ İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nü bitirdim ama bölümüm ile alakalı çok fazla işte çalışmadım. Çünkü gönlüm 10 yaşından beri yazmak ve bunun benzeri yazı ile ilgili olan tüm işlerdeydi. Kısa sürede bu yöndeki yeteneğimi keşfedip birçok yazarın kitaplarını düzenledim. Böylelikle daha akıcı ve duyguları en iyi şekilde ifade eden bir yazar haline geldim. 2016 yılında profesyonel olarak ilk kitabımı çıkardım. Genç yazarlara da sürekli olarak destek olmaya çalışıyorum. Boş zamanlarımda ise spor yapmayı, yazı yazmayı, okumayı ve yeni gelişmelerden haberdar olmayı seviyorum.
Yazarlık kariyeriniz nasıl başladı? Size öncülük eden bir isim var mı?
İnsan hayatı boyunca birçok yoldan geçer. Ben ise özellikle kariyer noktasında en zorunu seçtim. Tiyatro, oyunculuk ve müzik alanında önüme fırsatlar gelmesine rağmen en iyi bildiğim işi yapmak istedim: Yazmak! Yazmak, benim duygularımı, topluma en iyi şekilde ulaştırabileceğim yöntemlerden biri. Kariyerimin nasıl başladığı sorunuza gelecek olursak, her şey küçük yaşlarda başladı. Hani, “Ağaç yaş iken eğilir,” sözü var ya, bence bu söz tam anlamıyla atalar tarafından yaşanmış olan olaylardan ders çıkarılarak söylenmiş. Annem –çalışan anne- olmasına rağmen çocuklara nasıl bir eğitim verilmesi gerektiğini biliyordu. Kitaplar okuyarak zihnimize yeni kelimeler eklerken, uydurma hikâyeler anlatarak hayal gücümüzü geliştirdi. Bunlardan fazlasıyla etkilendiğim için ilk öykümü 10 yaşımdayken yazdım. Üstüne koya koya ilerleme kaydederken, “Artık düşüncelerimi herkese ulaştırmalıyım,” diyerek 2016 yılında Silinme adlı kitabımı çıkardım.
Son kitabınız Priene: Lontelius’un Sırrı'nın ismi nereden geliyor? Okuyucu bu eserde ne bulacak?
Son kitabımın çalışmalarına geçen yıl başladım. Tarihi önemi olan bir yerin kitabını yazmak için yıllardır kendimi hazır hissetmeye çalışıyordum. Neyse ki bazı şartlar kendiliğinden oluşup aynı zamanda sürekli yazma alışkanlığını kazanınca bunu değerlendirdim. Tam 1 sene önce İzmir’den Aydın’a taşındım. İlin en güzide ilçelerinden biri olan Söke’de “Ne yapabilirim?” demeye başladım. Hemen Söke Belediyesi’nden bir randevu isteyip başkanımız Dr. Mustafa İberya Arıkan ile görüşme yaptım. Kendisinin ilçe sınırları içinde bulunan Priene Antik Kenti ile ilgili bazı girişimleri vardı. Ben de başkanımızın yaptıklarına destekte bulunmak için araştırmalar yaptım. Gerçeklik ile kurguyu birleştirince ortaya Priene: Lontelius’un Sırrı çıktı.
Okurlarımız bu kitapta, geçmiş ve geleceğin bağlantısını ve fantastik karakterlerin savaşını görecekler. Eski antik dönemden gelen bir sır, Söke ilçesinde bulunan bazı şeylerin değişmesine sebep olacak. Bakalım kahramanlarımız bundan nasıl kurtulacak?
Silinme, Mucize Aşk ve Katran Adam adlı kitaplarınızda elde ettiğiniz başarının sırrı nedir?
Her kitap yazarın bir çocuğu gibidir. Silinme benim ilk çocuğum. Her şeyi başlatan ve yazar kimliği almama yardım eden kitaptır. Başarı konusuna gelecek olursak, hiçbir şey tek başına olmuyor. Evet, yazılan her sayfa, içinde oldukça zorluk barındırıyor. Mesela aklınıza bir türlü konuyu nasıl bağlayacağınız gelmediğinde o ilham denilen şeyi bekliyorsunuz. Bazen yolda, bazen evde, bazen ise hiç olmadık yerde yazacağınız bölüm aklınıza geliyor. İşte bunlar kitabın yazım sürecinin ne kadar meşakkatli olduğunu hepimize gösteriyor. Zorluklar, başarıyı tetikliyor.
Başta da dediğim gibi hiçbir şey tek başına olmuyor. “Kitabı yazdım, tamam oldu,” diyemiyorsunuz. Aslında bunun girişini tamamladınız sadece. Eee gelişme ve sonuç ne olacak? Sonrasını ise okurlar tamamlıyor. Gerçekten güzel bir kitap yazdıysanız, okur bunu sahipleniyor. Hemen okur gruplarında paylaşıp yayılmasını sağlıyor. Tüm herkes tarafından (istisnalar dışında) iyi bir kitap olarak kabul edildiğinde sonuca yani başarıya ulaşmış oluyorsunuz. Ben de elimden geldiğince bu başarıya layık olmak adına okuyor, yazıyor ve sürekli olarak kendimi geliştiriyorum.
Müzik alanında da eğitim alıyorsunuz. Bu alanda bir çalışma düşünüyor musunuz?
Hiç profesyonel olarak girişimim olmadı. Müzikle uğraşan arkadaşlarım mekânlara çıktığında onların performanslarını izlemek bana çok iyi geliyordu. Eşlik edeyim derken, bir süre sonra ben de kendi başıma söylemeye başladım. Hatta mahallemdeki aile dostumuzun çocuklarından biri olan arkadaşımla rap çalışmasına bile katılmıştım. Acemice bir eser de olsa ortaya bir şey koyabilmek iyi hissettirmişti. Sonra bir hayal kurdum. “Bir tekli müzik yapsam nasıl olur?” dedim. Şimdi uygun zemini bulduğum için, yeniden çalışmalara bu sefer profesyonel olarak başladım. Bakalım bu bize ne getirecek?
Yorumlar
Kalan Karakter: