Lai'nin 2019'da suçluların Çin ana karasına iade yasa tasarısına karşı yürütülen kitlesel protestolardaki rolü nedeniyle yargılandığı davanın karar duruşması görüldü.
Hong Kong Yüksek Mahkemesi tarafından görülen davada mahkeme, Lai'nin iki kez "dış güçlerle işbirliği" ve bir kez "halkı isyana teşvik" suçunu işlediğine karar verdi.
Mahkeme, kararında, Lai'nin, Nisan 2019 ile Haziran 2021 tarihlerini kapsayan dönemde, sahibi olduğu yayın kuruluşunu ve sosyal medya platformlarını, otoritelere karşı kamusal hoşnutsuzluk yaratmak ve uluslararası yaptırımları tetiklemek amacıyla kullandığını bildirdi.
Kararda, Lai'nin "Fight For Freedom, Stand With Hong Kong" (Özgürlük İçin Mücadele Et, Hong Kong'un Yanında Ol) lobi grubuna mali destek sağlayarak Batı ülkelerinde Hong Kong'a karşı yaptırımları kışkırtmaya çalıştığı kaydedildi.
Öte yandan, Lai'nin sahibi olduğu Apple Daily Ltd, Apple Daily Printing Ltd. ve AD Internet Ltd. şirketleri de Ulusal Güvenlik Yasası kapsamında suçlu bulundu.
ÖMÜR BOYU HAPSE MAHKUM EDİLEBİLİR
Karar duruşmasında cezaya ilişkin hüküm verilmezken muhalif medya patronunun ömür boyu hapisle cezalandırılması bekleniyor.
Hong Kong polisi, Ağustos 2020'de Apple Daily ile çatı şirketi Next Digital'in ofislerine baskın düzenleyerek Jimmy Lai ile 6 gazete yöneticisini, "ulusal güvenlik yasasını ihlal ettikleri" ve "dış güçlerle işbirliği yaptıkları" gerekçesiyle gözaltına almıştı.
Mal varlıkları dondurulan, yöneticileri ve editörleri gözaltına alınan gazete, Haziran 2021'de faaliyetlerini sonlandırmıştı.
Lai, daha önce şirketle ilgili soruşturmada kira sözleşmelerinde tespit edilen usulsüzlükler nedeniyle açılan davada 5 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Yüksek Mahkeme tarafından görülen ulusal güvenlik davasının ilk duruşması 18 Aralık 2023'te görülmüştü.
BATI'DA TARTIŞMA YARATTI
Lai'nin davası, Batılı ülkeler tarafından eski İngiliz sömürgesi olan bölgede demokratik özgürlüklerin ihlalinin sembolü olarak kabul ediliyor.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, geçen yıl Brezilya'nın Rio de Janeiro kentinde düzenlenen G20 Zirvesi'nde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile yaptığı ikili görüşmede konuyu gündeme getirmişti.
ABD'nin seçilmiş başkanı Trump da seçim kampanyası sırasında Çin lideri Şi ile Lai'nin serbest bırakılmasını görüşüp görüşmeyeceği sorusunu, "Yüzde 100, onu dışarı çıkaracağım." diye yanıtlamıştı.
Başkan Trump, konuyu Şi ile 30 Ekim'de Güney Kore'nin Busan şehrinde yaptıkları görüşmede gündeme getireceğini belirtmiş, ancak zirvenin ardından bu konuda bir duyuruda bulunulmamıştı.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, Lai'nin yargılanmasının "Hong Kong'un ve Çin'in iç işi" olduğunu ve bu konuda dış baskıyı kabul etmeyeceklerini ifade etmişti.
HONG KONG'DAKİ PROTESTOLAR
Hong Kong'da 2019'da suçluların Çin ana karası, Makao Özel İdari Bölgesi ve Tayvan'a iadesini kolaylaştıran yasa tasarısı, merkezi hükümetin bölgenin özerk hukuk sistemi üzerinde tahakkümüne yol açacağı gerekçesiyle muhalefetin tepkisine neden olmuştu.
Yasa görüşülürken mecliste yoğun tartışmalar yaşanmış, Haziran 2019'dan itibaren kent sokaklarında ve üniversite kampüslerinde binlerce kişinin katıldığı büyük çaplı kitlesel gösteriler düzenlenmişti.
Gösterilerin giderek yayılması üzerine yerel hükümet, temmuzda tasarının askıya alındığını açıklamış, gösterilerin kesilmemesi üzerine ise eylülde tasarının iptal edildiğini açıklamıştı.
Tasarının iptaline rağmen göstericiler, hükümetin istifası talebiyle protestolarına yıl sonuna kadar sürmüştü.
ÇİN'DE TARTIŞMALI GÜVENLİK YASASI
Protestoların ardından Çin yönetimi, Haziran 2020'de çıkardığı Ulusal Güvenlik Yasası ile "hükümeti yıkmaya teşebbüs, vatana ihanet ve ulusal güvenliği tehlikeye atan eylemleri" suç haline getirmiş, yasa Hong Kong Meclisince onaylanarak bölgede yürürlüğe konmuştu.
İçeriği itibarıyla aslen demokrasi yanlısı protesto hareketini hedef alan yasanın yürürlüğe girmesiyle muhalif gazeteciler, siyasetçiler, iş insanları ve aktivistlerin "ulusal güvenlik" gerekçesiyle yargılanmalarının önü açılmıştı.
Yasa kapsamında 100'den fazla muhalif hakkında soruşturma başlatılırken, demokrasi yanlısı çok sayıda sivil toplum örgütü ve medya kuruluşu kapatılmıştı.
Yorumlar
Kalan Karakter: