Türkiye'nin en kalabalık üçüncü şehri olan İzmir’de barajlardaki doluluk oranları dikkati çekiyor. Kentin ana barajı Tahtalı’da geçtiğimiz yıl yüzde 51.45 olan su seviyesi bugün itibariyle yüzde 35.82 olarak açıklandı. Yine aynı verilere göre; Balçova’da yüzde 35.45, Gördes’te yüzde 7.3, Ürkmez’de yüzde 36, Güzelhisar’da yüzde 66.73, Alaçatı Kutlu Aktaş’da yüzde 38.51’lik su kaldı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan İklim Bilimleri Uzmanı Prof. Dr. Doğan Yaşar, uyarılarını sıraladı.
Özellikle Tahtalı Barajı’ndaki su seviyesinin geçtiğimiz yıla göre bu yıl çok düşük seyrettiğini belirterek açıklamalarına başlayan Prof. Dr. Yaşar, “Şu anda arada yüzde 16’lık bir fark var. Bu sene yağışlar ne yazık ki beklediğimizden az oldu. Kasım ayının başında barajların doluluğu yüzde 39 civarındayken bu rakam nisan ayına gelindiğinde normalde yüzde 65 civarında olması gerekirken maalesef ki yüzde 41’lerde kaldı. Nisan ayından sonra yağışlar oldu ama onun da baraja etkisi olmadı. Bu yıl İstanbul da Ankara da Bursa da feci halde. 2023’te ‘Susuz Yaz’ olacağını daha önce de söylemiştik. Gerçekten de öyle oldu. Fakat burada çok büyük yanlışlar yapıyoruz. Tahtalı Barajı yüzde 35 seviyesinde ama hala daha 200 günlük su var. Bu nedenle suyun barajlardan kullanılması gerekirken maalesef suyumuzun yüzde 60’lık bir kısmını kuyulardan kullanıyoruz. Elde suyumuz var ama yeraltının suyunu bitireceğiz diye ısrar ediyoruz” dedi.
‘YERALTINDAKİ SU KAÇMIYOR’Her gün İzmir’in Manisa’dan yaklaşık olarak 250 bin metreküp su çektiğini hatırlatan Prof. Dr. Yaşar, “Manisa’da bu nedenle göller kurudu, Gölmarmara kurudu… Manisa’yı bitirdik. Tabii sadece Manisa’da değil; birçok şehirde durum aynı. Burada yanlışlar var. Barajdaki su bitmesin diye böyle yapıyorlar ama hayır, gerekirse bitsin. Sonuçta yeraltındaki su bir yere kaçmıyor. Tahtalı’daki suyu kullanmak istemiyorlar gibi geliyor, tabii nedeni bilinmez… Bir hesap kitap var ama bana göre ne düşünüyorlarsa yanlış. Öncelikle barajlardaki suyu kullanmamız lazım. Örneğin, bu yıl İspanya’da çok büyük bir kuraklık var. 256 tane kaçak kuyu açan 78 kişiyi tutukladılar, 48 kişinin ise mahkemesi devam ediyor. Yurtdışında yeraltına inemezsiniz, öyle bir opsiyonunuz yok. Size belirlenen rakamın dışında su kullanamazsınız. Çünkü biz daha kuraklık görmedik, çok daha büyükleri kapıda” ifadelerini kullandı.
‘ÖNCE KULLANMAYI BİLMELİ’Son olarak tehlikelerden birinin de nüfus artışı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Doğan Yaşar, şunları aktardı: “Her geçen gün nüfusumuz artıyor. İzmir’in nüfusu 2007 yılında 3,5 milyonken şimdi 4,5 milyonu aşmış durumda. Türkiye’nin nüfusu zaten her 45 yılda bir yüzde 200 artıyor. Ancak buna rağmen yağışlar da bizim su potansiyelimiz de belli. Suyumuzu bilinçsiz kullanıyor bir de yetmezmiş gibi yeraltına yöneliyoruz. Hayır! Önce suyu çok iyi bir şekilde kullanmayı bilmemiz lazım. Mesela arıtmadan elde edilen gri suyu tarlalara vermeli, her istediğimiz yere kuyu açmamamız lazım. Bu sene yine İspanya’da armut ve elma gibi çok su isteyen ürünler için ‘Bu sene hasat yok. Ağaçları yalnızca kurumamaları için sulayacaksınız’ dediler. Orada da yeraltı suyu var ancak ne kadar zor bir süreçten geçseler de kullanmıyorlar. Bizde ise Küçük Menderes Havzası’na yılda 750 milyon metreküp su girer ama biz yılda buradan 1 milyar 150 metreküp su kullanırız. O yüzden bu havzalarımızı birer birer mahvettik. Dışarıda bunu yapamazsınız. Ne kadar yağmur alıyorsa o kadar suyu kullanırsınız. Kalan su ise ciddi kurak dönemlere aittir. İzmir’de bu konuda çok büyük yanlışlar yapıyoruz. Bir an önce yeraltı suyunu bırakıp elimizdekiyle yetinmeliyiz” diye konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: