ABD’de Donald Trump’ın ocak ayında yeniden başkanlık koltuğuna oturmasıyla Washington ile Brüksel arasında belirginleşen farklılıklar bir yıl içinde yerini gerilime bırakmış durumda. Beyaz Saray bir yandan NATO içinde Avrupa ülkelerinin savunma yükünün büyük bölümünü 2027 yılına kadar devralmasını talep ederken diğer yandan yayımlanan Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesinde Avrupa’yı ‘özgüvensiz’, ‘aşırı derecede düzenlemeci’ olarak niteledi. Belgede Avrupa medeniyetinin yok olma riski yaşadığı öne sürüldü.
AVRUPA ERKEN BULDU
İngiliz haber ajansı Reuters’a göre ABD Savunma Bakanlığı, Avrupa’nın NATO’nun konvansiyonel savunma kapasitesinin çoğunu 2027’ye kadar devralmasını istediğini Avrupalı diplomatlara iletti. Buna göre Washington, istihbarattan füze savunmasına ve lojistik destek unsurlarına kadar birçok alanda Avrupa’nın daha fazla sorumluluk üstlenmesini istiyor. Pentagon yetkililerinin bu talebi geçtiğimiz haftalarda Avrupalı diplomatlara ilettiği belirtilirken, birçok Avrupa ülkesinin bu hedefi gerçekçi bulmadığı ifade edildi. Avrupa savunma sanayisinin üretim kapasitesindeki kısıtlamalar, kritik savunma sistemlerinin devralınması için gereken hazırlık süresi ve ABD’ye bağımlı bazı yeteneklerdeki boşluklar nedeniyle 2027’nin “aşırı iddialı” bir tarih olduğu değerlendiriliyor. Avrupa Birliği, kıtanın 2030’a kadar kendini savunabilecek seviyeye ulaşmasını hedefliyor, ancak bu tarihin bile iddialı olduğu belirtiliyor.
ABD KISMEN ÇEKİLEBİLİR
Haberde, ABD’nin talep ettiği ilerlemenin nasıl ölçüleceğinin ve söz konusu talebin Washington’ın resmi politikası mı yoksa Pentagon içindeki bir yaklaşım mı olduğunun netleşmediği de vurgulandı. Buna karşın, Avrupa’nın istenen adımları atamaması durumunda ABD’nin bazı NATO koordinasyon mekanizmalarından çekilebileceği yönünde uyarılar yapıldığı belirtiliyor. Avrupalı yetkililer ise yükümlülük artışının kabul edilebileceğini ancak bunun daha uzun vadeli bir planlamayı gerektirdiğini savunuyor. Tartışmanın, NATO’nun gelecekteki güç dengesi ve Avrupa’nın stratejik özerkliği açısından kritik bir dönemeç oluşturduğu yorumları yapılıyor.
Öte yandan ABD Başkanı Trump yönetimi tarafından cuma günü yayımlanan 2025 Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesi, Washington’un dış politika ve güvenlik anlayışında zihniyet değişikliğini resmen ilan ederken Avrupa’ya getirilen eleştiriler belgenin en dikkat çeken kısmı oldu. Trump önsözünde belgeyi “Amerika’nın insanlık tarihinin en büyük ve en başarılı ülkesi olmaya devam etmesini sağlayacak yol haritası” olarak nitelendirdi. 33 sayfalık raporda Avrupa “özgüvenden yoksun”, “aşırı derecede düzenlemeci” ve “sansürcü” bir kıta olarak tanımlanıyor; göç nedeniyle “medeniyetinin silinme” tehlikesiyle karşı karşıya olduğu iddia ediliyor.
AVRUPA’YI KIZDIRAN BELGE
Mevcut eğilimlerin sürmesi halinde, kıtanın 20 yıl veya daha kısa bir süre içinde tanınmaz hale geleceği öngörülüyor. Bu nedenle Avrupa’da ‘vatansever’ (aşırı sağın) partilerin desteklenmesi gerektiği vurgulanıyor. Belgeye Avrupa’dan tepkiler ise gecikmedi. Almanya Dışişleri Bakanı Wadephul, “Kimsenin tavsiyesine ihtiyacımız yok” diye tepki gösterdi. Avrupa Komisyonu Sözcüsü Paula Pinho da Trump yönetiminin AB’yi hedef alan suçlamalarını güçlü bir şekilde reddettiklerini açıkladı.
MELONİ: AVRUPA KENDİNİ SAVUNABİLMELİ
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Avrupa’nın büyük bir güç olmak istiyorsa kendini savunabilecek durumda olması gerektiğini söyledi. Bir TV kanalına konuşan İtalyan politikacı, “Avrupa büyük olmak istiyorsa, kendini savunabilmelidir. Güvenliği başkasına devrettiğinizde, bunun bir bedeli olacağını bilmelisiniz. NATO’da yaşanan şey tam olarak budur, ABD’nin talebi beni şaşırtmadı. Bunun kaçınılmaz bir süreç ve bizim için bir fırsat olduğunu biliyoruz” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: