"Berbat kokan, korkunç, uğursuz bir yerdi."
Bu sözler Temmuz 1945'te Adolf Hitler'in Berlin'deki sığınağına giren ilk İngiliz asker olan Hugh Lunghi'ye aitti.
Sığınakta birkaç ay önce yaşananlar düşünüldüğünde, içerinin uğursuzluğu ve kötü kokusu kimseyi şaşırtmadı.
Zira 80 yıl önce bugün, 30 Nisan 1945'te 56 yaşındaki Hitler ile bir gün önce evlendiği 33 yaşındaki eşi Eva Braun, söz konusu sığınakta hayatlarına son vermişti.
Rus askerleri, Berlin'in kontrolünü ele geçirirken Hitler, kendi silahından çıkan kurşunla öldü, Braun ise bir siyanür kapsülünü ısırarak yaşamını sonlandırdı.
Ardından Hitler ve Braun'un cansız bedenleri sığınaktan dışarı çıkarıldı, yakıldı ve apar topar gömüldü.
Hitler ve Braun'un cesetleri Rus askerler tarafından bulundu. Bu durum bugün bile çeşitli tartışmalara konu olan komplo teorilerinin temelini oluşturdu.
Churchill sığınaktan çıkarken
BAŞBAKAN'IN ÇEVİRMENLİĞİNİ YAPIYORDU
Sovyetler'in Hitler'in sığınağına girmesine izin verdiği ilk İngiliz asker olan Lunghi, Postdam Konferansı için Berlin'e gelen Başbakan Winston Churchill ile halefi Clement Atlee'nin çevirmenliğini yapıyordu. (Churchill, Temmuz 1945 seçimlerini kaybettikten sonra İşçi Partili Attlee, başbakan oldu.)
Lunghi, Berlin'den önce 1943'teki Tahran ve Şubat 1945'teki Yalta Konferanslarında da Churchill için çevirmenlik yaptı. 1949 yılına kadar çevirmenliğe devam eden Lunghi, Mareşal Bernard Montgomery ve Lord Mountbatten gibi İngiliz general ve diplomatlarla Stalin arasındaki görüşmelerde görev aldı.
Uzun yıllar sonra şahit olduklarını anlatan Lunghi, "bir kül ve eşya yığını" gördüğünü, kendisine bunların "Hitler ve metresine ait" olduğunun söylendiğini belirtti.
Sığınağı dolaşmasına hatta bir "hatıra" almasına dahi izin verilen Lunghi, Hitler'e ait olan Brockhaus Ansiklopedisi'nin bir cildinin kendisinde olduğunu açıkladı.
ÇATIŞMALAR SIĞINAĞIN KAPISINA DAYANMIŞTI
Berlin'deki sığınak 1944 yılında inşa edildi. Hitler, İkinci Dünya Savaşı'nın Almanya'nın mağlubiyetiyle sona ereceğine dair belirtilerin güçlendiği Ocak 1945'te buraya taşındı.
Hitler, savaşın son dönemlerini de buradan yönetti.
Nisan 1945'e gelindiğinde, 2,5 milyon civarında Rus askeri Berlin sınırlarından içeri ayak basmış durumdaydı. Ruslar, iki hafta içinde şehir merkezine ilerledi. Çatışmalar, Hitler'in sığınağının girişinden birkaç yüz metre öteye kadar geldi.
DÜĞÜN KUTLAMASI DA SIĞINAKTA YAPILDI
Hitler 28 Nisan'ı 29 Nisan'a bağlayan gece vasiyetini açıkladıktan sonra Braun'la nikahları kıyıldı. Çiftin evliliği sığınakta yapılan bir partiyle kutlandı. Kutlamaya Hitler'in en yakın danışmanları katıldı.
29 Nisan günü Hitler'i korumakla görevli SS subayları, Alman liderin kişisel belgelerini imha etti.
Hitler'in Alman çoban köpeği Blondi ile Braun'un spaniel'ı da zehirlenerek öldürüldü.
Hitler, Braun ve köpekleri
ÇALIŞANLARINA DA SİYANÜR KAPSÜLLERİ VERMİŞLER
30 Nisan sabahı, Rus askerleriyle Almanlar arasında yaşanan çatışmaların sesleri sığınaktan duyulur hale gelmişti.
Görgü tanıklarının anlattığına göre, birkaç saat sonra Hitler ve Braun süitlerinden çıkarak hizmetkârlarıyla vedalaştı.
Hitler'in sekreterlerinden Gertrud Junge, daha sonra verdiği ifadede, Alman liderin kendisine ve meslektaşı Gerda Christian'a da zehir kapsülleri verdiğini söyledi.
Braun'un Junge'ye söylediği son sözler, "Kürk mantom sana hatıram olsun. İyi giyinen kadınları her zaman sevmişimdir" oldu.
ZEHİR Mİ KURŞUN MU?
Ardından Hitler ve Braun kendi odalarına çekilerek hayatlarını sonlandırdı. Hitler'in kendini vurmadan önce siyanür kapsülünü ısırıp ısırmadığı 80 yıldır kesinleşmeyen detaylardan biri olarak kaldı.
Görgü tanıkları Hitler'in cesedinin kanlar içinde olduğunu, Braun'un ise siyanürün ayırt edici özelliklerinden biri olan acı badem gibi koktuğunu aktardı. Ancak Hitler'in dişlerinde yapılan muayenelerde siyanür kapsülü kalıntısı olduğu düşünülen mavi parçacıklar bulundu.
"AMAN TANRIM TARİH BU"
Lunghi, 2005 yılında Observer gazetesine verdiği röportajda sığınak ziyaretini, "Nemli ve pisti. İçeride bir sürü kirli kıyafet vardı. Berbat kokan, korkunç, uğursuz bir yerdi. Yine de büyüleyiciydi ve bir anda kendi kendime, 'Aman Tanrım, tarih bu' demiştim. Dışarıda bir kül bir de eşya yığını vardı. 'Bu neydi?' diye sormuştum. Oradaki askerlerden biri, bir binbaşı, 'Hitler ve metresi' cevabını vermişti. Sanırım bana bunu söylememesi gerektiğinin farkında değildi" sözleriyle anlatıyordu.
"Sığınağın birçok odası vardı. Bir tanesi tıp odasıydı. İçeride bir raf dolusu cam şişe vardı. Sanırım içleri ilaçlarla ve zehirlerle doluydu" diyen Lunghi, bir diğer odanın da oturma odası ve kütüphane olarak döşendiğini, raflarda Hitler'e ait bir Brockhaus Ansiklopedisi seti olduğunu söylüyor ve ekliyordu: "Ciltlerden birini aldım ve merdivenlerden çıktığımda 'Bu benim olabilir mi?' dedim. 'Tabii ki olabilir, hayhay' diye cevap verdiler."
2014 yılında 93 yaşındayken hayatını kaybeden Lunghi, Berlin'de bulunduğu sırada Reich'ın şansölyelik binasını da ziyaret etmiş, buradan da Hitler'in kullandığı mermer masanın bir parçasını ve Hitler'in 1937'de katıldığı bir ticaret fuarına ilişkin belgelerin bulunduğu dosyayı almıştı.
OTOPSİ SONUÇLARI YILLARCA GİZLENDİ
Hitler ve Braun'un cansız bedenleri, sığınaktan çıkarıldıktan sonra şansölyeliğin bahçesine getirildi, petrole bulandı ve yakıldı. Ancak alevler cesetleri tamamen ortadan kaldıramadı.
Kalıntıları bulan Sovyet askerlerinin gerçekleştirdiği otopsinin sonuçları çok uzun zaman gizli kaldı.
Dönemin İngiltere Başbakanı Churchill de savaş sonrası barış görüşmelerinin yapıldığı Potsdam Konferansı'na katılmak için Berlin'de bulunduğu sürede Hitler'in sığınağını ziyaret etmişti. Hatta Churchill'in Hitler'in sandalyesine otururken çekilmiş bir fotoğrafı bile bulunuyor.
Öte yandan Hitler'in aslında kendini öldürmediği, savaştan sağ çıktığı iddiaları başta Sovyet lider Josef Stalin olmak üzere defalarca dile getirildi.
KANITLAR NE DİYOR?
Bu komplo teorisinin çeşitli versiyonları sonraki yıllarda da dilden dile yayıldı. Özellikle Hitler'in Arjantin'e kaçıp uzun süre burada saklandığı iddiası, 80 yıldır pek çok kitaba ve belgesele konu oldu.
Ancak Hitler'in 1945'te ölmediği iddiası saygın tarihçiler arasında kabul görmüyor.
Örneğin İngiliz tarihçi Luke Daly-Groves 2019'da yayımlanan 'Hitler's Death: the Case Against Conspiracy' isimli kitabında, eldeki delilleri ayrıntılarıyla ortaya koydu.
Buna göre, Rus yetkililer tarafından şansölyeliğin bahçesinde bulunan cesetlerden bir 50-60 yaşlarında bir erkeğe diğeri de 30-40 yaşlarında bir kadına aitti.
Ruslar ayrıca Hitlerin diş kayıtlarının ve röntgenlerinin de izini sürdü. Bu kayıtlar ile Berlin'de bulunan diş ve çene kemiklerinin uyumlu olduğu görüldü.
İDDİALAR BOŞ ÇIKTI
Daly-Groves kitabında Hitler gördüğünü iddia eden kişilerin ifadelerine ilişkin gizli kayıtları da inceledi. Bu kişilerle yapılan ayrıntılı görüşmelerde, hiçbirinin Hitler'i gerçekten görmediği anlaşıldı.
Kitapta İngiliz tarihçi Hugh Trevor-Roper'ın 1945'te yazdığı rapordan ayrıntılar da yer aldı. O dönemde bir istihbarat subayı olan Trevor-Roper, son günlerinde Hitler'in sığınağında olan çok sayıda kişiyle mülakatlar gerçekleştirmişti. Bu kişilerin hepsi Hitler'in ve Braun'un kendilerini öldürdüğünü söylemişti.
Trevor-Roper'ın görüştüğü tanıklardan biri olan Herman Karnau, çiftin cesetlerini sığınağın çıkışına çok yakın bir noktada yanarken gördüğünü bildiriyordu.
Bir zamanlar Hitler'in sığınağının bulunduğu yerde şimdi boş bir arazi var
"ARTIK HİÇ ŞÜPHE YOK"
Alman tarihçi Klaus Püschel'in kaleme aldığı yeni bir çalışmada da Hitler ve Braun'un 1945'te öldüğü sonucuna varıldı.
Püschel, kitapta "Artık hiç şüphe yok. Hitler siyanür kapsülünü ısırdı, birkaç saniye sonra da Walther PPK silahıyla kendini şakağından vurdu" ifadelerini kullandı. 'Der Tod geht über Leichen' isimli kitapta ayrıca Hitler'in diş kayıtlarının yanık kafatasıyla uyumlu olduğu da vurgulandı.
Kitap ayrıca KGB'nin Hitler'in kalıntılarını yıllarca nasıl sakladığını da anlatıyor.
Bilindiği üzere Hitler'in kemikleri önce Doğu Almanya'da bir yere gömülmüş ardından gömüldüğü yerden çıkarılmıştı.
5 Nisan 1970 günü, Hitler'in kemiklerinin son parçaları gizli bir yerde yakıldı, külleri de Doğu Almanya'da bulunan Magdeburg şehrinde bir dereye atıldı.
Daily Mail'in "What the first British soldier to enter Adolf Hitler's bunker after his suicide 80 years ago saw... and how he was allowed to take a memento" başlıklı haberinden derlenmiştir.
Yorumlar
Kalan Karakter: