Son yıllarda Mars, bilim dünyasının ve uzay tutkunlarının en büyük heyecan kaynağı haline geldi. Kızıl Gezegen, sadece Dünya’nın komşusu olmakla kalmayıp, insanlık için yeni bir yaşam ve keşif alanı olma potansiyeliyle de büyük ilgi çekiyor.
Hem NASA hem de özel uzay şirketleri, Mars’a insan gönderme hedefiyle teknolojik ve bilimsel sınırları zorluyor. Mars’ta yaşam izleri aramak, gezegenin geçmiş iklimini çözmek ve orada kalıcı yerleşimler kurmak, insanlığın uzaydaki geleceği için önemli kilometre taşları olarak görülüyor.
‘THE MARTIAN’ FİLMİNİN ÖNGÜRÜSÜ GERÇEKLEŞECEK Mİ?
Bu heyecanı en çarpıcı şekilde yansıtan eserlerden biri ise Andy Weir’in çok satan romanı ‘The Martian’ oldu. 2015’te beyaz perdeye de uyarlanan film, 2035 yılına kadar NASA’nın Mars’a insan gönderme planlarını detaylı ve gerçekçi bir şekilde resmederek, geniş kitlelere Mars’a yolculuk hayalini taşıdı. Kitap ve film, teknolojik zorluklar ve insan dayanıklılığı üzerine odaklanırken, aynı zamanda Mars keşfinin heyecanını ve önemini gözler önüne serdi.
The Martian filmi, Mars görevinde fırtına sonrası ekibi tarafından öldü sanılarak geride bırakılan astronot Mark Watney’nin hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Watney, Mars’ta sınırlı kaynaklarla yaşamını sürdürmeye çalışır, kendi yiyeceğini üretir ve Dünya ile iletişim kurmanın yollarını arar. Aynı zamanda NASA da onu kurtarmak için büyük bir çaba içine girer.
Ancak 10 yıl sonra, gerçek Mars keşfi The Martian’da tasvir edilenden farklı bir yol izliyor. NASA’nın insanlı Mars görevleri hâlâ planlama aşamasında ve öncelikler daha çok Ay’a dönüşe kaymış durumda. Bununla birlikte, Mars’ı anlamak için yapılan bilimsel keşiflerde asıl ilerleme robotik araçlar sayesinde gerçekleşti.
ABD’DE MARS MI YOKSA AY MI ÖNCELİKLİ OLMALI TARTIŞMALARI DEVAM EDİYOR
ABD’de Mars’a insan gönderme konusu, uzay politikası alanında süregelen bir tartışmanın odağında bulunuyor. Shift4 Payments CEO’su Jared Isaacman’ın NASA’nın üst düzey yönetimine aday gösterilmesi, Mars mı yoksa Ay mı öncelikli olmalı? sorusuna verilecek yanıt açısından büyük önem taşıyor.
Elon Musk gibi Mars odaklı vizyonerlerin etkisiyle ajansın Mars hedefleri güçlenirken, Kongre’de ve Beyaz Saray’da Ay’a öncelik verilmesi yönünde güçlü görüşler var. Çin’in Ay üzerindeki artan etkinliği ise ABD’nin stratejik kararlarını etkilemeye devam ediyor. NASA’nın kaynakları ve stratejik planlaması bu karmaşık denge üzerine inşa edilirken, Mars’a insanlı görevler için gerçekçi ve somut adımlar atılması hâlâ bekleniyor.
‘HAYATIMIZI ÇOK FARKLI FORMLARA TAŞIYACAK’
Başkan Trump ve adaylığını güçlü bir şekilde destekleyen, seçim kampanyasına 250 milyon dolar katkı sağlayan Elon Musk, Mars’ı ulusal bir öncelik haline getirmiş durumda. Bu da halihazırda milyarlarca dolar yatırım yapılan NASA’nın Ay programıyla ilgili soru işaretlerini beraberinde getiriyor.
Peki, Trump ile Musk’un önceliğinin Mars olmasını nasıl yorumlamak gerekiyor?
Konuyu Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Astrofizik Profesörü Ersin Göğüş’e danıştığımda, “Mars, her ikisinin önceliği gibi görünse de Ay denklemin dışına itilmiş değil. Nihayetinde Mars’a giden zorlu yolda Ay çok önemli bir istasyon. Önemli bir destinasyon, aynı zamanda ara lokasyon” dedi ve şöyle devam etti:
“Elbette Mars çok daha önemli ve getirisi çok büyük. Hem bilimsel hem de teknolojik yönden Mars yolculuğu için büyük yatırımlar gerekiyor. Yapılacak çalışmalar ile elde edilecek birikim dünyada günlük yaşama uyarlanabilecek teknolojilerle dönüşecek. Hayatımızı çok farklı formlara taşıyacak.”
‘İNSAN 2031’DE OLMASA DA 2030’LU YILLARIN SONLARINDA MARS’A ÇOK YAKINLAŞACAK’
Elon Musk, 2026 yılı sonunda Mars’a ‘insansız’ uzay aracı göndereceğini, 2031’de de insanların Mars’a gitmesinin mümkün olabileceğini açıklamıştı. Sizce insanlık şu anda bu hedefe ne kadar yakın?
Öncelikle bu duruma ‘hayal’ denmemesi gerektiğinin altını çizen Ersin Göğüş, “Çünkü bu çalışmalar hayal boyutunu uzun zaman önce geçti. Bu sürece ‘çok iddialı bir hedef’ demek daha uygun tanımlama olur. Büyük şirketlerin bu denli yatırım yapıyor olması sadece önemli ticari beklentileri olduğunda gerçekleşir. Takvim öngörülenin biraz gerisine düşebilir. İnsan 2031’de olmasa da 2030’lu yılların sonlarında Mars’a çok yakınlaşacak” şeklinde konuştu.
Ayrıca “Mars’ın geçmişte yaşamın izlerini taşıyor olması, yaşam için gereksinimlerin orada bulunuyor olduğu anlamına gelebilir” diyen Göğüş, “Bu insanlığa, Mars görev yolculuğu için büyük avantaj sağlar. Zira insanlı görev aracı, insanın ihtiyacı olan her şeyi Mars’a taşımak zorunda kalmayabilir” ifadelerini kullandı.
Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Astrofizik Profesörü Ersin Göğüş
MART AYINDA DEV ORGANİK MOLEKÜLLER BULUNDU
Geçtiğimiz mart ayında Mars’ta dev organik moleküller bulundu. Bu da Mars’taki biyolojik aktivite hakkında soruları gündeme getirdi. Mars’ta şimdiye kadar bulunan en uzun organik moleküller, Dünya’daki yaşam tarafından üretilenlere çok benziyor. Söz konusu moleküller, jeolojik aktivite, nem veya ısıdan etkilenmeden yaklaşık 3,7 milyar yıl boyunca Mars’ta korundu. Bu da Mars’taki moleküllerin, Dünya’daki yaşam kadar eski olduğunu gösterdi.
Tüm bunlar ne anlama geliyor? Mars, bize dünyamızın geçmişi ve geleceği hakkında gerçekten ipuçları verebilir mi?
Bu soruma “Elbette verebilir” cevabını veren Ersin Göğüş, şu bilgilerin altını çizdi:
“Yaşamın ilk izlerinin Mars ve Dünya’da benzer zaman dilimlerinde belirdiğini biliyoruz. Yaklaşık 4 milyar yıl önce. Mars’ın yapısı nedeniyle, aşırı güneş rüzgârları sonucu atmosferini yitirdiğini de biliyoruz. Bu durum yaşamın sonunu getirebilecek en önemli faktör. Dünya için böyle bir risk bulunmasa da insanın gezegenimizi aşırı hoyrat kullanımı olumsuz sonuçlar doğurabilir.”
'MARS YOLCULUĞU YENİ TEKNOLOJİLERİN GELİŞTİRİLMESİNİ İÇİN MOTİVASYON SAĞLIYOR'
Mars'a insan göndermek için yapılan milyarlarca dolarlık harcama, bazı kesimlerce “Dünya’daki sorunlar çözülmeden uzaya yatırım lüks sayılır” diye eleştiriliyor. Sizce bu eleştiriler haklı mı?
“Tüm bu çalışmalar önemli bir gereklilik” diyen Ersin Göğüş, “Çünkü mevcut teknolojiler ile yaşamın sürdürülebilmesi kolay olmayacak. Bu gezegende konforlu bir gelecek için çok daha verimli teknolojilere ihtiyacımız var. Mars yolculuğu yeni teknolojilerin geliştirilmesini için motivasyon sağlıyor” dedi.
Fotoğraflar: iStock
Yorumlar
Kalan Karakter: