ALLAHIN SOPASI(Mazlumun Ahı).

Gündemi takip ediyorsanız Myanmar’da darbe olduğunu duymuşsunuzdur. Burası bizim eski adı ile Burma olarak bildiğimiz bir yer. Ancak aslında son 5 yıldır Arakan Müslümanlarına yapılan soykırımla gündemimize gelmekteydi Myanmar. Gerçi Arakan Müslümanlarının bu zulmü 60 yıldır vardı ama son 5 yıldır Birleşmiş Milletlerin “Dünyanın en fazla zulüm gören halkı” olarak tanımlanmasına neden olacak seviyeye kadar gelmişti. 900 bin Müslümanı yurtlarından edilmiş, 750 binini Bangladeş kamplarında açlığa bırakmıştır. Kalanlar da zaten vatandaş olarak kabul edilmiyor ve hatta çocuk yapmalarına bile müsaade edilmiyor.  Evet her türlü darbeye karşıyız ama Allah’ın hikmetine bakın ki hesabı öte dünyaya bile bırakmadan zalimlere nasıl bu dünyada hak ettiklerini veriyor demeden alamıyor insan. Ama size baştan söyleyeyim darbe için her iki tarafta da üzüleceğimiz kimse yok. Darbeye maruz kalan bu soykırım emrini veren devlet başkanı, darbeyi yapan da soykırımı uygulayan askerler. Elbette hiçbir toplumun darbe ile yüz yüze kalmasını istemeyiz ama gel gör ki Myanmar ın başına gelenler ibretliktir. 
Önceleri darbenin mağduru devlet başkanı Aung San Suu Kyi yıllarca düşüncesinden dolayı hapis yatmış, sürgün yemiş ve başta Nobel barış ödülü olmak üzere pek çok barış organizasyonu ödülleri almış bir insan olarak 5 yıl önce devletinin başına geçti. Buraya kadar filmlere konu olacak bir hayatı olan Aung San Suu Kyi 2017 yılında Arakan Müslümanlarına karşı başlattığı Birleşmiş Milletlerin “etnik temizlik” ve “insanlığa karşı suç” olarak tanımladığı olaylar neticesinde 2019 yılının Aralık ayında Lahey Adalet divanında yargılanması ile onca yaşadığı acılarını bir kalemde silip ismini bir soykırımcıya dönüştürdü. Asıl acınası tarafı ise Lahey’de yargılanırken şimdi kendisini darbe ile devlet başkanlığından indirenler için ateşli bir aklama konuşması yapmış olması idi. Lahey’de o barışsever insan hakları savunucusu kadın yerine Arakan halkının etnik temizliğinden sorumlu bir devlet başkanı gelmişti.       

Unutmayın ki cesaret; kaybedecek bir şeyi yok iken ölüme meydan okumak değil, kaybedeceği çok şey var iken mazlumun yanında yer alabilmektir.

      Ercan Akpınar
Dünya Çocuk ve Gençlik Derneği Genel Başkanı