Öncelikle sizi tanımak isteriz. Quınn Bronze kimdir?
Quinn Bronze, kitapları için yarattığı dünyada yaşayan karakterlerden biridir aslında. Biraz gerçek üstü biraz hayattan biridir. Kullandığım bir mahlastır “Quinn Bronze”, yazmaya ilk başladığım zamanlarda “Wattpad” adlı platformda paylaşım yaparken bu ismi kullanmıştım. Zamanla gizemli bir karakter olmayı benimsedim ve yazar kimliğimi bu hayali karakter ile özdeşleştirmeyi tercih ettim. Gerçek kimliğimden bahsetmem gerekirse adım Ece Tunç. 1996 yılında İstanbul’da doğdum. Koç Üniversitesi Ekonomi bölümünden mezun oldum. Kendimi bir yazar olarak değerlendirebilmek için daha çok yolum olduğunu bilsem de attığım adımdan oldukça memnunum.
Yazarlık hayatınız nasıl başladı? Size öncülük eden bir isim var mı?
Yazmaya ilk kez telefonuma aldığım kısa notlarla başladım. Zamanla bu notların bir romana dönüşmesine şahit oldum. Yazmak benim için fazlasıyla doğal gelişen bir süreç oldu. Sanata her zaman ilgi duyan bir birey olarak büyüdüm. Annem de bir sanatçı olduğu için hep bir yatkınlığım bulunuyordu. Gitar dersleri alıp kendi bestelerimi yapmaya başladım. Yazarlık serüvenim aslında bestelerden kısa notlara ardından da romanlara dönüşen bir süreçten ibaret. Belki de bu yüzden kendimden bir parça olarak yorumlarım yazdıklarımı. Aslında iç dünyam ile bütünleşir yazdıklarım sonra kendine kurgunun içinde bir yer bulurlar. Yazarken önce duyguları hisseder sonra kurguya karar veririm. Aslında kurgu bile kendi kendine oluşur çoğu zaman, karakterler ile bağ kurduğumda adeta onların yaşadıklarına şahit olan bir karakter gibi hissederim kendimi. Onların yaşadıklarını yazan dışarıdan bir göz gibi hissederim kendimi. Etkilendiğim yazarlar olarak kendi kategorimde “Colleen Hoover” ve “Sophie Kinsella” örnek verilebilir.
Yazarken nelerden etkilenirsiniz?
Benim için önemli olan hissettirmek istediğim duyguyu okuyucuya en etkili şekilde aktarabilmemdir. İzlediğim filmlerde, dizilerde ve dinlediğim şarkılarda beni etkileyen sahneleri ve kısımları not alırım kendimce. O sahnelerde yada şarkılarda beni etkileyen duyguları aktarabileceğim kurgular yaratırım. Bazı duygular benim kendi yaşamımdan bazıları ise beni etkileyen yapıtlardan gelir. Karakterlerle aynı evrende yaşıyor gibi hissederim bir süre sonra, onların yaşadıklarını, hissettiklerini ben de paylaşmaya başlarım. Belki de bu yüzden “Quinn Bronze” ismini kullanmak daha yakın geliyor bana. Çünkü kitapların içindeki bir karakterim ben de. Yazdığım sahnelere göre dinlediğim müzik türü değişkenlik gösterir, benim anlatmak istediğim duyguya en çok yaklaştıran parça hangisi ise onu dinlerim yazarken.
Uçurum isimli eserinizden bahseder misiniz?
“Uçurum” benim ilk kitabım. Uzun seneler boyunca üzerinde çalıştığım bir eser. Kurgusu bir intikam oyununun üzerine kurulu, bu yüzden bolca aksiyon var romanda. Okuyucu ile en çok bağ kurmasını ve okuyucuyu en çok etkilemesini beklediğim kısım ise sevgisiz büyüyen üç çocuğun “ İmkânsız ” olarak nitelendirdikleri aşkları. Aslında arka kapaktaki alıntı kitabın duygusal olarak anlatmak istediklerini çok iyi özetliyor. Kısa bir alıntı olarak arka kapak yazısından bir kısım paylaşabilirim.
“Yalnızlığın ruhumun boşluklarını doldurduğu bu acımasız dünyada gerçekten sevilmek nasıl olurdu? Sevgi zamanla tükenir miydi? Uğruna fedakarlık ister miydi? Ve en önemlisi karşılıklı olur muydu?”
Bu alıntı aslında kitapta geçen aşk hikâyelerinin arkasındaki asıl duygu. Hem bir aşk hikâyesi var romanda hem de aksiyon dolu akıl almaz bir intikam savaşı.
Uçurum adlı eserinizin ismi nerden geliyor?
Eserimi ilk kez 2015 yılında “Wattpad” de yayınladım. İsmi “Sensizlik Senfonisi” idi. Kitaptaki karakterler konservatuar öğrencileri oldukları için müzikle ilgili bir sürü kısım var kitapta. O yüzden birbirlerine karşı duydukları tek taraflı aşkı “Sensizlik Senfonisi” olarak adlandırdım.
Bu ismin anlamını yansıtan paragrafı da paylaşmak istiyorum.
“Bana öyle bir sessizlik bıraktı ki her saniye büyüyor. O büyük sessizliğin ortasında bir şarkı çalıp duruyor. Geceleri aklıma takılan şarkı yüzünden uyuyamıyorum. Gündüzleri sürekli dilimde, söyleyip duruyorum. Şarkının adı “Sensizlik Senfonisi” Sensizliği biraz fazla kaçtı, şarkıyı söyleyen de hafiften detone sanırım. Olsun yine de seviyorum sensizliğin sesini.”
Madem bu kadar anlamlı buldunuz bu ismi neden değiştirdiniz diye sorabilirsiniz. Bunun sebebi benim astroloji ve numerolojiye olan merakım ve inancım aslında. Numeroloji açısından araştırma yaptığı kadarıyla “Sensizlik Senfonisi” yerine ikinci opsiyonum olan “Uçurum” isminin daha uygun olduğu kanısına vardım. “Uçurum” isminin ikinci seçeneğim olmasının sebebi ise kitabın uçurumdan atlayan bir kızın sahnesi ile başlaması. Ayrıca ana karakter sevdiği adamdan bahsederken onun yanında olmanın verdiği hissi “Bir uçurumun kıyısında olmak gibi…” olarak tanımlıyor. Ona göre ana karakter bazen tehlikeli ve çoğunlukla belirsizliklerle dolu bir adama aşık.
Uçurum isimli kitabınızı okur gözüyle yorumlar mısınız?
Okur gözünden yorumlarsam hem duygu hem de aksiyon dolu bir kitap. Kurgunun merak ve ilgi uyandırıcı olduğunu düşünüyorum. Tüm okurlara keyifli okumalar diliyorum.
Uçurum isimli kitabınızın vermek istediği mesaj nedir?
Ana karakter Aiden ve Hesper’in yaptığı hatalardan ve seçimlerinden bir çok konuda ders çıkarılabileceğini düşünüyorum. Kader olarak yorumladığımız bir serüvenin aslında yaptığımız birçok seçim ile oluştuğu mesajını veriyor.
Yeni çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Yeni çalışmalarımdan bahsetmem gerekirse şu an yazmakta olduğum kitap “fantastik“ kategorisinde yer alıyor. Yine aşk ve aksiyon dolu bir roman geliyor. Fantastik bir dünyayı kurgulamak bana çok heyecan veriyor, yazarken bazen kendimi o dünyada yaşıyor gibi hissettiğim zamanlar oluyor.
Covid 19 salgını sizi nasıl etkiledi?
Pandemi süreci aslında yazarlığa geri dönmem adına faydalı bir zaman dilimi yarattı benim için. “Uçurum” üzerinde çalışmalarımı bitirmem ve kitap haline getirebilmem için gerekli olan zaman ve motivasyonu sağlayabilmeme yardımcı oldu denilebilir.
Quinn Bronze, kitapları için yarattığı dünyada yaşayan karakterlerden biridir aslında. Biraz gerçek üstü biraz hayattan biridir. Kullandığım bir mahlastır “Quinn Bronze”, yazmaya ilk başladığım zamanlarda “Wattpad” adlı platformda paylaşım yaparken bu ismi kullanmıştım. Zamanla gizemli bir karakter olmayı benimsedim ve yazar kimliğimi bu hayali karakter ile özdeşleştirmeyi tercih ettim. Gerçek kimliğimden bahsetmem gerekirse adım Ece Tunç. 1996 yılında İstanbul’da doğdum. Koç Üniversitesi Ekonomi bölümünden mezun oldum. Kendimi bir yazar olarak değerlendirebilmek için daha çok yolum olduğunu bilsem de attığım adımdan oldukça memnunum.
Yazarlık hayatınız nasıl başladı? Size öncülük eden bir isim var mı?
Yazmaya ilk kez telefonuma aldığım kısa notlarla başladım. Zamanla bu notların bir romana dönüşmesine şahit oldum. Yazmak benim için fazlasıyla doğal gelişen bir süreç oldu. Sanata her zaman ilgi duyan bir birey olarak büyüdüm. Annem de bir sanatçı olduğu için hep bir yatkınlığım bulunuyordu. Gitar dersleri alıp kendi bestelerimi yapmaya başladım. Yazarlık serüvenim aslında bestelerden kısa notlara ardından da romanlara dönüşen bir süreçten ibaret. Belki de bu yüzden kendimden bir parça olarak yorumlarım yazdıklarımı. Aslında iç dünyam ile bütünleşir yazdıklarım sonra kendine kurgunun içinde bir yer bulurlar. Yazarken önce duyguları hisseder sonra kurguya karar veririm. Aslında kurgu bile kendi kendine oluşur çoğu zaman, karakterler ile bağ kurduğumda adeta onların yaşadıklarına şahit olan bir karakter gibi hissederim kendimi. Onların yaşadıklarını yazan dışarıdan bir göz gibi hissederim kendimi. Etkilendiğim yazarlar olarak kendi kategorimde “Colleen Hoover” ve “Sophie Kinsella” örnek verilebilir.
Yazarken nelerden etkilenirsiniz?
Benim için önemli olan hissettirmek istediğim duyguyu okuyucuya en etkili şekilde aktarabilmemdir. İzlediğim filmlerde, dizilerde ve dinlediğim şarkılarda beni etkileyen sahneleri ve kısımları not alırım kendimce. O sahnelerde yada şarkılarda beni etkileyen duyguları aktarabileceğim kurgular yaratırım. Bazı duygular benim kendi yaşamımdan bazıları ise beni etkileyen yapıtlardan gelir. Karakterlerle aynı evrende yaşıyor gibi hissederim bir süre sonra, onların yaşadıklarını, hissettiklerini ben de paylaşmaya başlarım. Belki de bu yüzden “Quinn Bronze” ismini kullanmak daha yakın geliyor bana. Çünkü kitapların içindeki bir karakterim ben de. Yazdığım sahnelere göre dinlediğim müzik türü değişkenlik gösterir, benim anlatmak istediğim duyguya en çok yaklaştıran parça hangisi ise onu dinlerim yazarken.
Uçurum isimli eserinizden bahseder misiniz?
“Uçurum” benim ilk kitabım. Uzun seneler boyunca üzerinde çalıştığım bir eser. Kurgusu bir intikam oyununun üzerine kurulu, bu yüzden bolca aksiyon var romanda. Okuyucu ile en çok bağ kurmasını ve okuyucuyu en çok etkilemesini beklediğim kısım ise sevgisiz büyüyen üç çocuğun “ İmkânsız ” olarak nitelendirdikleri aşkları. Aslında arka kapaktaki alıntı kitabın duygusal olarak anlatmak istediklerini çok iyi özetliyor. Kısa bir alıntı olarak arka kapak yazısından bir kısım paylaşabilirim.
“Yalnızlığın ruhumun boşluklarını doldurduğu bu acımasız dünyada gerçekten sevilmek nasıl olurdu? Sevgi zamanla tükenir miydi? Uğruna fedakarlık ister miydi? Ve en önemlisi karşılıklı olur muydu?”
Bu alıntı aslında kitapta geçen aşk hikâyelerinin arkasındaki asıl duygu. Hem bir aşk hikâyesi var romanda hem de aksiyon dolu akıl almaz bir intikam savaşı.
Uçurum adlı eserinizin ismi nerden geliyor?
Eserimi ilk kez 2015 yılında “Wattpad” de yayınladım. İsmi “Sensizlik Senfonisi” idi. Kitaptaki karakterler konservatuar öğrencileri oldukları için müzikle ilgili bir sürü kısım var kitapta. O yüzden birbirlerine karşı duydukları tek taraflı aşkı “Sensizlik Senfonisi” olarak adlandırdım.
Bu ismin anlamını yansıtan paragrafı da paylaşmak istiyorum.
“Bana öyle bir sessizlik bıraktı ki her saniye büyüyor. O büyük sessizliğin ortasında bir şarkı çalıp duruyor. Geceleri aklıma takılan şarkı yüzünden uyuyamıyorum. Gündüzleri sürekli dilimde, söyleyip duruyorum. Şarkının adı “Sensizlik Senfonisi” Sensizliği biraz fazla kaçtı, şarkıyı söyleyen de hafiften detone sanırım. Olsun yine de seviyorum sensizliğin sesini.”
Madem bu kadar anlamlı buldunuz bu ismi neden değiştirdiniz diye sorabilirsiniz. Bunun sebebi benim astroloji ve numerolojiye olan merakım ve inancım aslında. Numeroloji açısından araştırma yaptığı kadarıyla “Sensizlik Senfonisi” yerine ikinci opsiyonum olan “Uçurum” isminin daha uygun olduğu kanısına vardım. “Uçurum” isminin ikinci seçeneğim olmasının sebebi ise kitabın uçurumdan atlayan bir kızın sahnesi ile başlaması. Ayrıca ana karakter sevdiği adamdan bahsederken onun yanında olmanın verdiği hissi “Bir uçurumun kıyısında olmak gibi…” olarak tanımlıyor. Ona göre ana karakter bazen tehlikeli ve çoğunlukla belirsizliklerle dolu bir adama aşık.
Uçurum isimli kitabınızı okur gözüyle yorumlar mısınız?
Okur gözünden yorumlarsam hem duygu hem de aksiyon dolu bir kitap. Kurgunun merak ve ilgi uyandırıcı olduğunu düşünüyorum. Tüm okurlara keyifli okumalar diliyorum.
Uçurum isimli kitabınızın vermek istediği mesaj nedir?
Ana karakter Aiden ve Hesper’in yaptığı hatalardan ve seçimlerinden bir çok konuda ders çıkarılabileceğini düşünüyorum. Kader olarak yorumladığımız bir serüvenin aslında yaptığımız birçok seçim ile oluştuğu mesajını veriyor.
Yeni çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Yeni çalışmalarımdan bahsetmem gerekirse şu an yazmakta olduğum kitap “fantastik“ kategorisinde yer alıyor. Yine aşk ve aksiyon dolu bir roman geliyor. Fantastik bir dünyayı kurgulamak bana çok heyecan veriyor, yazarken bazen kendimi o dünyada yaşıyor gibi hissettiğim zamanlar oluyor.
Covid 19 salgını sizi nasıl etkiledi?
Pandemi süreci aslında yazarlığa geri dönmem adına faydalı bir zaman dilimi yarattı benim için. “Uçurum” üzerinde çalışmalarımı bitirmem ve kitap haline getirebilmem için gerekli olan zaman ve motivasyonu sağlayabilmeme yardımcı oldu denilebilir.