Öncelikle sizi tanımak isteriz. Bora Kadıoğlu
Yirmi yaşındayım, Avusturya Tirol eyaletinin başkenti Innsbruck'da doğdum ve benden küçük dört kardeşim daha var. Köken itibarıyla Trabzonluyum, babam Of doğumlu. Her daim neşeliyim ve eğlenceyi seven bir kişiliğe sahibim.
Futbola olan merakınız nereden geliyor?
Futbol hayatıma bayağı erken, yani sekiz yaşında başladım. Biraz da annemin isteğiyle oldu bu durum. Futbolun yanı sıra farklı spor dallarıyla da, örneğin Tekvando ile de ilgilendim. Ancak Futbola karşı alakam her zaman daha ağır bastı ve bundan dolayı Futbol oynamaya devam ettim.
Ailenizin bu duruma bakış açısı nasıl?
Ailem sergileyebilmiş olduğum performanstan dolayı benimle gurur duyuyor ve bana bugüne kadar sürdürdükleri her türlü desteği devam ettiriyorlar. Bundan ötürü kendilerine buradan bir daha sonsuz teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Kardeşlerimin beni örnek alıyor olmaları, beni hem mutlu ediyor hem de gururlandırıyor.
Çok genç yaşta Süper Lig seviyesinde oynamak size ne hissettirdi?
Almanya'nın Regional liginden Süper lige geçebilmem benim için büyük bir adımdı. Buraya gelmemle adı sayılır şahsiyetlerle, örneğin LucasBiglia, FabioBorini, Jimmy Durmaz ve MevlütErdinc gibi tanındık isimlerle tanışma fırsatı yakaladım. Böylelikle sadece sahada değil, saha dışında da kendimi geliştirme imkânı elde etmiş oldum.
İdol olarak aldığınız bir isim var mı?
Tabii ki, geçmişte Zinedine Zidane'ydi, günümüz itibarıyla ise aktif oyuncu olarak Mesut Özil, bilakis Real Madrid ve Arsenal'de oynadığı dönemler. Ayrıca Christiano Ronaldo'nun da büyük hayranıyım.
İleride büyük bir takıma transferiniz söz konusu olsa, sizin kalbinizden geçen bir takım var mı?
Tabii ki Trabzonspor'da oynamayı hayal ediyorum. Ama Prime League'de de oynamak hayallerimin arasında.
Bu kadar genç yaşta Lucas Biglia gibi oynamak, birlikte antrenman yapma fırsatı bulmak size neler kattı?
Ondan futbol ile alakalı birçok şey öğrenebildim. Kendilerinin idman sırasında, her türlü pozisyonu en iyi şekilde değerlendirdiği kanısına varmıştım.Hatta bir seferinde kadroda olmayan bütün oyuncuların katıldığı bir idmana katılmıştım. LucasBigila'da ordaydı. Sarı ve kırmızı kart görmüş olmasından sebep oyunlara katılamamıştı. İdmanın sonuna geldiğimizde, Lucas hariç bütün oyuncular su şişelerine doğru yönelmişti. O ise, idman istasyonlarının toplanmasına yardımcı olmuştu. Bu durum normal oyuncuyu profesyonel oyuncudn ayıran şeyin disiplin ve azim olduğu kanısına varmama neden olmuştu.
Son olarak sizi takip edenlere ve okurlarımıza neler söylemek istersiniz?
Bunu genç olanlara, aynı hedefe yönelenlere iletmek istiyorum. Bazı şeylerden fedakârlık etmek gerekiyor. Başkaları kulüplerde eğlenirken, sizin evde kalmanız, ertesi güne, idmana veya oyuna hazırlanmanız gerekiyor. Yoksa herkes profesyonel olurdu.
Almanca
- Ich bin 20 Jahre alt, bin in Innsbruck geboren und habe vier jüngere Geschwister. Meine Wurzeln liegen in Trabzon da mein Vater in OF geboren ist. Mit mir hat man es immer lustig und ich bin für jeden Spaß zu haben.
- Ich habe relative spät mit dem Fußball spielen angefangen, und zwar erst mit 8 Jahren und, dass auch nur weil meine Mutter darauf bestand. In den darauffolgenden Jahren habe ich weiter Sportarten wie Taekwondo ausgeübt, jedoch war meine liebe zum Fußball stets größer weshalb ich beim Fußball spielen geblieben bin.
- Meine Familie ist natürlich sehr stolz auf mich und unterstützt mich in jeder Hinsicht. Mich macht es auch sehr stolz, zu wissen, dass mich meine kleinen Brüder als Vorbild betrachten, da sie dasselbe Ziel wie ich verfolgen.
- Der Sprung von der Regionalliga in Deutschland in die Süperlig war mental gesehen ein sehr großer, weil mein Umfeld nun aus großen Namen wie Lucas Biglia, Fabio Borini, Jimmy Durmaz und Mevlüt Erdinc bestand. Ich habe mich als junger Spieler dadurch, nicht nur am Platz, sondern auch abseits vom Platz, extrem weiterentwickelt und konnte viel dazu lernen.
- Ja klar, früher war es Zinedine Zidane und von den aktiven Spielern ist es Mesut Özil, vor allem in den Jahren in Real Madrid und Arsenal. Ich bin auch ein großer Fan von Christiano Ronaldo.
- Natürlich Trabzonspor, aber eines Tages in der Prime League zu spielen wäre auch ein Traum von mir.
- Ich habe von ihm in fußballerischer Hinsicht viel lernen können. Wenn ich ihm während des Trainings zugeschaut habe, konnte ich erkennen, dass er in jeder Situation stets die bestmöglichen Entscheidungen getroffen hat.
- Das geht an die jungen Leute, die dasselbe Ziel verfolgen. Man muss bereit sein auf gewisse Sachen zu verzichten. Man muss bereit sein zu Hause zu bleiben und sich schon auf das nächste Training oder kommende Spiel vorzubereiten, während andere in Clubs feiern. Sonst könnte ja jeder Profi werden.