Öncelikle sizi tanımak isteriz. Şeyma Oral kimdir?
1998 yılında İzmit’te doğdum. Çocukluğumdan beri duygusal biriyim. Sakin ve edebiyata aşık bir kişiyim. Kitap benim için ruhum gıdası gibi bir şey ve hayal dünyamı daha çok geliştirmeme yarayan, beni oradan oraya sürükleyen bir ürün. Hep içimde bir edebiyat sevgisi vardı. Ama ben bunu hiç fark etmedim, ta ki rehberlik hocamın beni günlük tutmaya teşvik etmesine kadar. O andan sonra kendimi keşfetme anım oldu. Aslında önümü açtı diyebilirim. Yazdıkça ne oldu biliyor musunuz? Kendimi o kadar iyi hissettim ki daha çok yazdım. Lise 1’de kendiliğinden gelişen bir söz yazma ve edebiyat sevgisi başladı. İlk başlarda yazdıklarıma hep gülündü ama sonradan yazdıklarımın beğenildiği zamanları da gördüm. Çevrem yüzünden şiirlerimi yırtıp attığım bile oldu. Ama ben hiçbir zaman umudumu kaybetmedim. Hayal kurmazdım önceden ama şimdilerde hayal kurmaya korkmuyorum. Doyasıya hayal kuruyorum. Yazdıkça yazasım geldiği günler oluyor ve yazdıkça da edebiyatı daha da bir seviyorum. Hayallerinizden vazgeçmeyin ve sonuna kadar gidin. Bilin ki o umut kapısı bir gün size de açılacak.
Yazarlık hayatınız nasıl başladı? Size öncülük eden bir isim var mı?
Yazarlık hayatım ortaokulda başladı. Öncelikle günlük tutmayı çok sevdiğimi belirtmek isterim. Ortaokul sıralarındayken içime kapanık biriydim. İçimdekini paylaşırsam bütün kapılar ardı ardına bana kapanır diye gelirdi hep. Sonra Ne oldu biliyor musunuz? O kapılar art arda açıldı ve bir rehberlik hocam sayesinde günlük tutmaya başladım. Hüzünlü̈ yazılarımı, mutluluğumu bazen de huzurumu kâğıtlara resim ederdim. Liseye başladığım zamanlarda az da olsa gelişmeler vardı. Yeni arkadaş̧ çevrem ve yeni öğretmenlerim olmuştu. İçime kapanıklığım az da olsa gitti. Kısa özetler halinde yazılar yazardım. Şiir ve sözler yazardım. Kimi zaman beğenilirdi kimi zamansa yazdıklarıma gülünürdü. Kim derdi ki Şeyma bir gün bir kitap çıkaracak da yazar olacak. Neyse bu böyle sürdü̈ ve kompozisyonlar yazmaya başladım. Ara sıra kendi bestelerimi de yazdığım oldu. Daha çok kitap okumaya ve kendimi geliştirmeye başladım. Kitap benim için ruh dinlendirici bir araç̧ diye nitelenebilir. Ben yazdıkça kendime özgüvenim geldi ve kendimi daha iyi hissettim ve sizlere de şiir ve kitap okumayı sevdirmeye geldim. Her dalga geçene ben böyle mutluyum dedim. Her ne olursa olsun hayata gülümsedim. Evet kimi zaman yazdıklarımı attım ama ne oldu sonra yazdıkça kendimi geliştirdim ve anlıyorum ki önemli olan yanında birinin olması değil senin iyi hissetmen.
Yazarken nelerden etkilenirsiniz?
Yazarken aslında düşler kurarım. Kimi zaman bir doğa kimi zamansa bir müzik tetikler. Kurgu olağan şeydir ama ben yazarken o hayatı yaşar gibi oluyorum. Yazmaya başlamadan birçok araştırma yapıp sonrasında küçük notlarla pekiştiriyorum.
Okuyucu ile buluşan " Umudunu Kaybetme " isimli eserinizden bahseder misiniz?
Umudunu kaybetme eserini daha çok sosyal içerikli olarak yazdım. Bu hayatta ne olursa olsun umudunu kaybetmemeyi anlatıyor. Umut’un sorumsuzluğuyla başlayan bir hikâye. Bu hikâye içler acısı gibi görunse de merak etmeyin sonu çok güzel bitiyor. Bu hikâyede Umut serseri ruhlu ve sorumsuz bir çocuk. Bir gün koşuya çıktığında karşısında güzel mi güzel bir kız görüyor ama sonra hiçbir yerde o kızı bulamıyor. Ne sosyal medyadan ne de tanıdık olarak. Okula geldiğindeyse kızı karşısında görüyor ve eli ayağına dolaşıyor. Zor da olsa tanışıyorlar ama bu aşk çokta uzun sürmüyor. Aksilikler art arda sıralanıyor. Sonrasında Umut bir kaza sonucu gözlerini kaybediyor ve umut bambaşka bir hayata başlıyor. Bu sürede de kız arkadaşından ayrılıyor. Onun gibilerin gittiği bir okulda hayata başlıyor. Birçok şeyde zorlanmasına rağmen yine de pes etmiyor. Orada kendi gibi biriyle tanışıyor. Cemre onun gözleri, Umut ise onun kolu oluyor. İleri ki zamanlardaysa Umut bir doktor buluyor ve ameliyat oluyor. İlk defa orada görüyor Cemre’yi ve bir kes daha aşık oluyor. Şimdilik bu kadar. Kitabı okuduğunuzda size daha çok şey katmasını dilerim. Engelsiz yaşam, güneşe selam.
Umudunu Kaybetme isimli kitabınızın vermek istediği mesaj nedir?
Umudunu kaybetme eserim şöyle ki, birçok yazar da kitabımı okumuş bulunmakta ve biri de kütüphaneye hediye etmiş. Bu bana mutluluk veriyor. Evet, okuyanlar yanlışlarımı da söylüyorlar ama şevkimi kırmıyorlar. Kimisi öyle bir eleştiri yapıyor ki insanın her şeyden vazgeçesi geliyor. Çünkü orada bir emek var. Evet, ilk kitap illa ki bazı yerlerde küçük hatalar olabilir. Ama bu düzelmeyecek diye bir şey yok. Ünlü yazarlarında kitaplarında illa ki küçük, ufak, tefek hataları olmuştur. Ama şimdi bütün ülke kitaplarını almak için sıraya giriyor. Benim amacım sadece insanları birazcık olsun kitap okumaya ve şiir okumaya yöneltmek.
Umudunu Kaybetme kitabının ismi nerden geliyor?
Ben ortaokuldayken çok içine kapanık bir çocuktum ve hep üzgün olan taraf ben olurdum. Çünkü kırmaya dayanamazdım ama hep ben kırılırdım. Bu kitabı yazmak aklımda hiç yoktu. Sonra Ritim sanat yayınlarından bir mesaj geldi. Şiirim onaylanmıştı ve kitaplarında yer alacaktım. Buna çok sevindim çünkü hayalime biraz olsun yaklaşmıştım. Bir kaç ay sonrasında aynı yayınevinden kitabınızı çıkartmak ister misiniz diye bir mesaj geldi. Ben o sıralar kitabımı maliyet nedeniyle çıkartamayacaktım. Ama şans mı derler bilmiyorum, maliyeti denkleştirip sözleşme yaptık. Sonrasındaysa Umudunu Kaybetme eseri sizlerle buluştu. Ama virüse denk geldiği için anca virüsten Sonra satılmaya başlandı. Sizden ricam kitabıma destek verin ve sizde engelsiz yaşam, güneşe selam deyin.
Yeni çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Şu an taslaklar üzerinde çalışıyorum. İkinci eser daha bir özenli ve güzel gelecek. İnsanlar okurken gözünde canlanan bir çalışma yazıyorum. Bu kitapta sosyal içerikli bir kitap olacak. Umarım bu kitapta insanlara birçok şey katar. Umudunuzu kaybetmeyin, hayal kurmak insanı eğitiyor. Kusurlarıyla yaşamayı öğreniyor insan. Gün geliyor hasretle baktığın iki göz seni buluyor. Elinden milyonlarcası tutuyor, bir daha da ne onlar ne sen kopuyorsun... Bir insanı en çok kusurları büyütüyor.
Covid 19 salgını sizi bir yazar olarak nasıl etkiledi?
Covid 19 beni ve çevremi birçok yönden etkiledi. Dünyada ve Türkiye’de işsizlik oranı çoğaldı. Dışarıya mahrum kaldığımız ve camların ardında düşler kurduğumuz zamanlar oldu. Bense pandemi sürecinde kitap satışlarımla ilgileniyor ve takipçilerimle canlı yayın açıyordum. Can sıkıntıma bir tek yazmak ve okumak iyi geliyordu. Ben de bunu uyguluyordum. Dilerseniz beni seyma_oral41( Kalbe Ayan) sayfasından takip edebilirsiniz. Sevgili okurlarım umuda her zaman kucak açın ve bilin ki sizler siz olduğunuz için güzelsiniz. Hayallerinizi bir başkasının adına yaşamayın. Siz ne istiyorsanız onu yapın. Evet ilk başta başarıyı yakalayamamış olabilirsiniz ama sonrasında ünlü bir ressam, şair, yazar olabilirsiniz. Bunun için bol bol hayal kurup umudunuza sarılın. Kitapları tozlu raflarda bırakmayın. Bu pandemi sürecinde siz de bir kitap alın.
1998 yılında İzmit’te doğdum. Çocukluğumdan beri duygusal biriyim. Sakin ve edebiyata aşık bir kişiyim. Kitap benim için ruhum gıdası gibi bir şey ve hayal dünyamı daha çok geliştirmeme yarayan, beni oradan oraya sürükleyen bir ürün. Hep içimde bir edebiyat sevgisi vardı. Ama ben bunu hiç fark etmedim, ta ki rehberlik hocamın beni günlük tutmaya teşvik etmesine kadar. O andan sonra kendimi keşfetme anım oldu. Aslında önümü açtı diyebilirim. Yazdıkça ne oldu biliyor musunuz? Kendimi o kadar iyi hissettim ki daha çok yazdım. Lise 1’de kendiliğinden gelişen bir söz yazma ve edebiyat sevgisi başladı. İlk başlarda yazdıklarıma hep gülündü ama sonradan yazdıklarımın beğenildiği zamanları da gördüm. Çevrem yüzünden şiirlerimi yırtıp attığım bile oldu. Ama ben hiçbir zaman umudumu kaybetmedim. Hayal kurmazdım önceden ama şimdilerde hayal kurmaya korkmuyorum. Doyasıya hayal kuruyorum. Yazdıkça yazasım geldiği günler oluyor ve yazdıkça da edebiyatı daha da bir seviyorum. Hayallerinizden vazgeçmeyin ve sonuna kadar gidin. Bilin ki o umut kapısı bir gün size de açılacak.
Yazarlık hayatınız nasıl başladı? Size öncülük eden bir isim var mı?
Yazarlık hayatım ortaokulda başladı. Öncelikle günlük tutmayı çok sevdiğimi belirtmek isterim. Ortaokul sıralarındayken içime kapanık biriydim. İçimdekini paylaşırsam bütün kapılar ardı ardına bana kapanır diye gelirdi hep. Sonra Ne oldu biliyor musunuz? O kapılar art arda açıldı ve bir rehberlik hocam sayesinde günlük tutmaya başladım. Hüzünlü̈ yazılarımı, mutluluğumu bazen de huzurumu kâğıtlara resim ederdim. Liseye başladığım zamanlarda az da olsa gelişmeler vardı. Yeni arkadaş̧ çevrem ve yeni öğretmenlerim olmuştu. İçime kapanıklığım az da olsa gitti. Kısa özetler halinde yazılar yazardım. Şiir ve sözler yazardım. Kimi zaman beğenilirdi kimi zamansa yazdıklarıma gülünürdü. Kim derdi ki Şeyma bir gün bir kitap çıkaracak da yazar olacak. Neyse bu böyle sürdü̈ ve kompozisyonlar yazmaya başladım. Ara sıra kendi bestelerimi de yazdığım oldu. Daha çok kitap okumaya ve kendimi geliştirmeye başladım. Kitap benim için ruh dinlendirici bir araç̧ diye nitelenebilir. Ben yazdıkça kendime özgüvenim geldi ve kendimi daha iyi hissettim ve sizlere de şiir ve kitap okumayı sevdirmeye geldim. Her dalga geçene ben böyle mutluyum dedim. Her ne olursa olsun hayata gülümsedim. Evet kimi zaman yazdıklarımı attım ama ne oldu sonra yazdıkça kendimi geliştirdim ve anlıyorum ki önemli olan yanında birinin olması değil senin iyi hissetmen.
Yazarken nelerden etkilenirsiniz?
Yazarken aslında düşler kurarım. Kimi zaman bir doğa kimi zamansa bir müzik tetikler. Kurgu olağan şeydir ama ben yazarken o hayatı yaşar gibi oluyorum. Yazmaya başlamadan birçok araştırma yapıp sonrasında küçük notlarla pekiştiriyorum.
Okuyucu ile buluşan " Umudunu Kaybetme " isimli eserinizden bahseder misiniz?
Umudunu kaybetme eserini daha çok sosyal içerikli olarak yazdım. Bu hayatta ne olursa olsun umudunu kaybetmemeyi anlatıyor. Umut’un sorumsuzluğuyla başlayan bir hikâye. Bu hikâye içler acısı gibi görunse de merak etmeyin sonu çok güzel bitiyor. Bu hikâyede Umut serseri ruhlu ve sorumsuz bir çocuk. Bir gün koşuya çıktığında karşısında güzel mi güzel bir kız görüyor ama sonra hiçbir yerde o kızı bulamıyor. Ne sosyal medyadan ne de tanıdık olarak. Okula geldiğindeyse kızı karşısında görüyor ve eli ayağına dolaşıyor. Zor da olsa tanışıyorlar ama bu aşk çokta uzun sürmüyor. Aksilikler art arda sıralanıyor. Sonrasında Umut bir kaza sonucu gözlerini kaybediyor ve umut bambaşka bir hayata başlıyor. Bu sürede de kız arkadaşından ayrılıyor. Onun gibilerin gittiği bir okulda hayata başlıyor. Birçok şeyde zorlanmasına rağmen yine de pes etmiyor. Orada kendi gibi biriyle tanışıyor. Cemre onun gözleri, Umut ise onun kolu oluyor. İleri ki zamanlardaysa Umut bir doktor buluyor ve ameliyat oluyor. İlk defa orada görüyor Cemre’yi ve bir kes daha aşık oluyor. Şimdilik bu kadar. Kitabı okuduğunuzda size daha çok şey katmasını dilerim. Engelsiz yaşam, güneşe selam.
Umudunu Kaybetme isimli kitabınızın vermek istediği mesaj nedir?
Umudunu kaybetme eserim şöyle ki, birçok yazar da kitabımı okumuş bulunmakta ve biri de kütüphaneye hediye etmiş. Bu bana mutluluk veriyor. Evet, okuyanlar yanlışlarımı da söylüyorlar ama şevkimi kırmıyorlar. Kimisi öyle bir eleştiri yapıyor ki insanın her şeyden vazgeçesi geliyor. Çünkü orada bir emek var. Evet, ilk kitap illa ki bazı yerlerde küçük hatalar olabilir. Ama bu düzelmeyecek diye bir şey yok. Ünlü yazarlarında kitaplarında illa ki küçük, ufak, tefek hataları olmuştur. Ama şimdi bütün ülke kitaplarını almak için sıraya giriyor. Benim amacım sadece insanları birazcık olsun kitap okumaya ve şiir okumaya yöneltmek.
Umudunu Kaybetme kitabının ismi nerden geliyor?
Ben ortaokuldayken çok içine kapanık bir çocuktum ve hep üzgün olan taraf ben olurdum. Çünkü kırmaya dayanamazdım ama hep ben kırılırdım. Bu kitabı yazmak aklımda hiç yoktu. Sonra Ritim sanat yayınlarından bir mesaj geldi. Şiirim onaylanmıştı ve kitaplarında yer alacaktım. Buna çok sevindim çünkü hayalime biraz olsun yaklaşmıştım. Bir kaç ay sonrasında aynı yayınevinden kitabınızı çıkartmak ister misiniz diye bir mesaj geldi. Ben o sıralar kitabımı maliyet nedeniyle çıkartamayacaktım. Ama şans mı derler bilmiyorum, maliyeti denkleştirip sözleşme yaptık. Sonrasındaysa Umudunu Kaybetme eseri sizlerle buluştu. Ama virüse denk geldiği için anca virüsten Sonra satılmaya başlandı. Sizden ricam kitabıma destek verin ve sizde engelsiz yaşam, güneşe selam deyin.
Yeni çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Şu an taslaklar üzerinde çalışıyorum. İkinci eser daha bir özenli ve güzel gelecek. İnsanlar okurken gözünde canlanan bir çalışma yazıyorum. Bu kitapta sosyal içerikli bir kitap olacak. Umarım bu kitapta insanlara birçok şey katar. Umudunuzu kaybetmeyin, hayal kurmak insanı eğitiyor. Kusurlarıyla yaşamayı öğreniyor insan. Gün geliyor hasretle baktığın iki göz seni buluyor. Elinden milyonlarcası tutuyor, bir daha da ne onlar ne sen kopuyorsun... Bir insanı en çok kusurları büyütüyor.
Covid 19 salgını sizi bir yazar olarak nasıl etkiledi?
Covid 19 beni ve çevremi birçok yönden etkiledi. Dünyada ve Türkiye’de işsizlik oranı çoğaldı. Dışarıya mahrum kaldığımız ve camların ardında düşler kurduğumuz zamanlar oldu. Bense pandemi sürecinde kitap satışlarımla ilgileniyor ve takipçilerimle canlı yayın açıyordum. Can sıkıntıma bir tek yazmak ve okumak iyi geliyordu. Ben de bunu uyguluyordum. Dilerseniz beni seyma_oral41( Kalbe Ayan) sayfasından takip edebilirsiniz. Sevgili okurlarım umuda her zaman kucak açın ve bilin ki sizler siz olduğunuz için güzelsiniz. Hayallerinizi bir başkasının adına yaşamayın. Siz ne istiyorsanız onu yapın. Evet ilk başta başarıyı yakalayamamış olabilirsiniz ama sonrasında ünlü bir ressam, şair, yazar olabilirsiniz. Bunun için bol bol hayal kurup umudunuza sarılın. Kitapları tozlu raflarda bırakmayın. Bu pandemi sürecinde siz de bir kitap alın.
Güzel bir paylaşım olmuş kitabınız ve sizi tebrik ederim kitabınız okuma fırsatım oldu yeni kitabınızı sabırsızlıkla bekliyorum bol şanslar
Çok teşekkür ederim emin olun daha güzel bir kitapla geliyorum.Ve hayatta sizler gibi duyarlı insanlar var oldukça bütün her şey aşılır.Ben bu kitabımda her ne olursa olsun umudun hiçbir zaman bitmeyeceğini anlattım.Ne olursa olsun hayat bir şekilde önümüze o umut kapısını açıyor.Geriye kalansa bizim umuda sarılmamız ve hayata bakış açımız...